Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gel dese de bakma nekes(cimri) aşına bir fırsat arar da kakar başına. Neyzen Tevfik
“Cömertliği kendine huy edinen ve bundan zevk alan kişi küfürden bile kurtulabilir, Allah’ın (cc) imanına mazhar olur . Ama infâk etmeyen , cimrilik yapan kişi diğer Salih amelleri yapmaya çalışsa da neticede fısk u fücûrdan kendisini kurtaramaz. Hatta Allah(cc) muhafaza cennetten mahrum olur. Velhâsıl Allahû Teâlâ ‘nın cennetine ve cemâline mazhar olacak kişiler arasında bir tane bile nekes ve cimri yoktur.” Kırk Mektup, M.Fatih Çıtlak, Sf 127
Sayfa 127
Reklam
Cimri, nekes ve utanmazdır, malının bekçisidir Yığar, yemez, içmez, sıkı tutar onu Dostuna tuz bile tattırmaz esenliğinde Ölür, kalır malı, sonunda yer düşmanı
Sayfa 18 - İş Bankası YKitabı okudu
Hasis düşünür: = kılıçbalığının kilosu seksen kuruşa, kalkan yetmişe... Fakat kılıçta fazla miktarda atılacak parçalar, ağırlık veren ona mukabil yenmiyen düğmeler, ağız tarafı yoktur, lop ettir, hem kalkan muhakkak bol zeytinyağında kızartılmalıdır; kılıç mangalda, bir tutam kömürle ıskara yapılabilir. Binaenaleyh kılıç alırım! Cimri, kalkan ve kılıç mevsiminde uskumru ile oyalanır. Pinti, evine lüks gida addiyle istavrit bile sokmaz. Tamahkâr, hepsinin de daha ziyade ucuzlamasını bekler. Nekes, pek canı çekerse alıp evine götüreceğine bir aşçı dükkânına girip yer; yediğini de gizli tutar. Hasis, dayanmasını düşünerek iyi cins kumaş alır; astarı ve telâşı sağlam olmak şartiyle de bir şöhretsiz terziye diktirir. Cimrinin kıyafeti âdidir; kravatından çorabına kadar bayağılığı, kabalığı, zevksizliği, işporta malı olduğu göze çarpar. Pinti, pek düşkün şekildedir. Tamahkâr, ucuza mal ettiğini sanarak en dayanıksız elbiseler giymiye mahkûmdur. Nekes, kendisine iyisini yapar, ailesine fenasını lâyık görür.
Hasis, paraya kıymet veren adamdır; cimri paraya tapan; pinti para için her zillete katlanan; nekes, başkasına parayı yakıştıramıyan; tamahkâr bire beş yüz kâr elde etmek maksadını güdüp neticede zarara uğrıyan... Hasis, mesela kunduralarını kendi aldığı Amerikan mamulâtiyle evinde boyar veya boyatır; cimri son haddine varıncaya kadar bir bezle eski boyasını tazelemiye çabalar; pinti bu işe hiç yanaşmaz; nekes, ara sıra boyatır, çokça boyatanlara öfkelenir; tamahkâr, pazarlık ederek bir köşebaşı lostracısına kontrolü altında boyatır, fakat boyanın âdi cinsten olduğunu hesaba katmadığı cihetle derinin çatlaması yüzünden zarara girer!
Nereye gitsem , herkesin dilinde siz ; elâlemin gönül eğlencesi , alay konusu olmuşsunuz ; sizi hep ne adlarla anıyorlar , biliyor musunuz : Hasis , nekes , cimri , pinti !
Reklam
383 syf.
10/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Yer demir, gök bakır: Bütün yardım kapılarının kapalı oluşu, çaresizlik, umutsuzluk, olanaksızlık demekmiş. Serinin 2.kitabı da çaresizliği ve umutsuzluğu anlatıyor. Ortadirek’te muhtara karşı gelemeyip verimsiz tarlaya düşen köylü pamuktan para kazanamaz ve köyde Adil Efendinin korkusu başlar. Adil Efendi köye ha geldi ha gelecek, köyü soyacak, ne var ne yoksa götürecek korkusu günden güne artar fakat Adil Efendi gelmez. Korku gittikçe büyürken başka olaylar patlak verir ve Taşbaşoğlunun ermiş olduğuna inanırlar ve köyde bu konu dışında başka bir şey konuşulmaz olur. Hatta öyle ki artık Taşbaşoğlu da ermiş olduğuna inanmaya başlar. Kitaptaki bazı kelimelerin anlamları: •Çımgışmak: Üşüme, korku, tiksinme gibi herhangi bir nedenle tüyler diken diken olup derinin nokta nokta kabarmasıyla birlikte ansızın titremek, ürpermek. •Nekes: Eli sıkı, cimri. •Kepenek: Çobanların, soğuktan, yağmurdan korunmak için omuzlarına aldıkları, keçeden yapılmış, dikişsiz ve kolsuz üstlük. •Madımak: İlkyaz aylarında kırlarda kendiliğinden yetişen, yeşil yapraklı, ıspanak gibi yenilebilen bir ot. Keyifli okumalar
Yer Demir Gök Bakır
Yer Demir Gök BakırYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20193,532 okunma
Necmi, sokak köşesinden, gelen geçeni seyrede seyrede, insan suratları hakkında düşünceler edinmişti. Adamın suratından pabuç boyatıp boyatmayacağını, nekes olup olmadığını şıp diye anlardı. Gülen adam, bir kez eli açık olur. Bu asık suratlılar, aslında cimri soyudur. Ve çoğunluktadırlar. İşte bir gülmeyi bile esirgeyen adam, parayı haydi haydi esirger. Bu sokaktan geçen şehirli kısmının çoğu hiçbir şeyi karşılıksız yapmaz. Gülmeyi de. Ya kendisini alsın diye yavuklusuna güler, ya iyi et versin diye kasaba güler, ya terfi ettirsin diye müdürüne güler, ya oy versin diye halkına güler. Böyle karşılıksız gülmeyi bilmez. Durup dururken gülenden de kuşkulanır. Suratını asıverir, benden birşey isteyecek diye.
Sayfa 227Kitabı okudu
Yedirip içirme meselesinde insanlar üç kısımdır: Bazısı ne kendisine ne başkasına yedirir. Bunlar hastalık derecesinde cimri, nekes insanlardır. Bunların malları mülkleri bitecek diye akılları çıkar. Bu, manevi hastalıktan öte maddi, psikolojik bir rahatsızlık, hastalıktır. Bazısıysa mükellef yer, başkasına da aynı şekilde ikram eder. Mümin kul en azından böyle olmalıdır. Ama üçüncüsüne yani en yüksek zümreye gelirsek... Bunlar yemek içmekten zevk almayan ama başkalarına yedirirken fevkalade kalbî, ruhi zevk yaşan kimselerdir. İşte bunlara kerimler, hakiki cömertler denir.
Sayfa 79
Cimrilik ilaçla sağatılamayacak bir hastalıktır Vermeye gelince cimrinin eli çok sıkıdır Kuldur mala, malı onun efendisidir Cimri, nekes ve utanmazdır, malının bekçisidir Yığar, yemez, içmez, sıkı tutar onu Dostuna bile tattırmaz esenliğinde Ölür, kalır malı, sonunda yer düşmanı
Sayfa 18 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
50 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.