Homo mechanicus, seks ve içkiden de hoşlanır. Fakat bütün bu hazlara mekanik ve canlı olmayan bir referans çerçevesi içinde ulaşmaya çalışır. Basıldığında mutluluk, aşk ve haz sağlayacak bir düğme hayal eder. (Pek çoğu bu düğmeyi nerede bulacağını öğrenme yanılsamasıyla psikanaliste gider). Kadınlara bir arabaya baktıkları gibi bakarlar: basılacak uygun düğmeleri bilirler; kadını "hızlandırma" gücüne sahip olmaktan hoşlanırlar, soğuk tutumlarını sürdürür, bir gözlemci gibi onu seyrederler. Homo mechanicus, hayatın içinde olmaktan, hayata tepki göstermekten çok, giderek makinelerin manipülasyonuyla ilgilenir. Böylece hayata kayıtsız kalır, makineyle büyülenir ve nihayet ölümü ve topyekûn yıkımı çekici bulur.