Zaman da su misali akıp gidiyor güya. İnsanlar iyice çoğalmış. Nerede çokluk orada güzellik hani. Bir gün çiğ süt emmiş birisi çeşmenin tunç musluğunu çalıp satmış. "Kim bu namert" niye mahalle halkı çok aramış, bulamamış. İşin kötüsü, mertlik elden çıkıp namertin sayısı artıvermiş...
Sayfa 5 - Su sesi (Mustafa Kutlu)Kitabı okuyor
"Öyle ya, nerede çokluk, orada bokluk."
Sayfa 41 - Bilgi Yayınevi
Reklam
Bunu Homeros mu demiş asfksjhs
Üç bin sene evvel yaşayan Homeros bile "nerede çokluk, orada b...luk" demiyor mu?
Bu gezegenin en zeki böcekleriyiz biz. En çalışkanı değil ; en dalgacısı , en vahşisi , en güzeli , en fazlasıyız boyu en'inden. Gündüz böcekleriyiz biz. İçimizdeki karanlıktan korkarız ışıktan korkan böceklere inat ve karanlık , bizim zehirli yemimizdir. İçimizdeki karanlıktır bizi ters çeviren , kıran kanatlarımızı ve kaybettiren yolumuzu. Daha kötüsü , kendi pisliğini iterek bir kartopu gibi büyüten , dışarının pisliğini içimize , yuvamıza taşıyan bok böcekleriyiz çoğumuz. Ve dahi çoğunluğuz. Nerede çokluk , orada bokluğuz biz.
Watt, Murphy, Molloy: Virane bir odanın sınırları içinde, bir koltuğa kendini bağlamış, sallanıp duran, başkaca kımıldamayan; zamanın akışı, beklemek, tek anlam (dönmüş çünkü, ufuktan, ya da geri gelmiş, varamadan, ama yaşamış, yaralı, örselenmiş, deli ve yorgun); konuşamayan, kimi zaman kekeleyen, çoğu zaman sesi hiç çıkmayan… Görülenin, işitilenin karşısında çığlık bile atılamaz artık; dilsizlik ve hareketsizlik kamusal ortamdan özel mekâna taşınmış olsa da, çokluk, çoğunluk duygusudur ağır basan. Kimse tek başına değil, kimse bir köprüde değil. Herkes, tek tek ve anonim, çok ve adsız. Bu nedenle, trajedilerini komedi gibi yaşayan, yaşatan bu insanlar için, eylem bir yana, intiharı mümkün kılan hareketlilik bile yok artık. (sf. 12-13) Kurumun gölgesi düştü: gündelik hayat… Gün, gündüz, aydınlıkta yaşayan, aydınlıkta yaşanan, sabahtan geceye, uyanık süremiz, gündelik hayatımız -ve ötesi; rüyalarımız, geçmişi ve geleceği hep yeniden tasarlayan, kurgulayan, kurcalayan varlığımız; mevcut halle nâmevcut ideal arasına sıkıştırdığımız dünya ve biz… Hayatımızın nerede ve nasıl kurulduğu, sürdüğü; ilişkiler, retler ve kabuller; katlanma ve bağışlama; hırs ve feragat, esir ve özgür ömürler… (sf. 15)
" Bir sürü insan doldu buraya. Sonu iyiye varmaz bunun. Öyle ya, nerede çokluk, orada bokluk. "
Sayfa 41 - Bilgi Yayınevi, 28.BasımKitabı okudu
225 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.