Neredeyse sabah oldu ve ben bir türlü uyuyamıyorum.
Sayfa 107 - Koridor Yayıncılık
Biraz daha anlat bir şeyleri.
Konuşmaya bir başladık mı, hava kararıncaya kadar sürerdi. Köydeki herkes neredeyse uyumaya hazırlanırdı, ama biz hâlâ yemek bile yememiş olurduk.
Sayfa 167 - Jaguar Kitap, 2016Kitabı okuyor
"Diyelim ki bu söylediğin mümkün. Yani hayal arkadaşlarını birinin elinden almak. Bunu niye istersin, hiç anlamış değilim, ama hadi onu da geçelim. Onları bundan sonra bir daha hiç düşlemeyeceğimi nereden çıkartıyorsun? Oyunlarıma ortak etmeyeceğimi, birlikte maceralar yaşamayacağımızı? Neticede hepsi benim kafamın içinde olup bitiyor, değil mi?"
"Bunun artık mümkün olacağını sanmıyorum," dedi Altan neredeyse hüzünlü bir sesle. "İnsan hayallerini, masaya sürdüğü an kaybeder."
Sayfa 192
Teg'e göre savaşın en zor sorunlarından biri, insanları içlerindeki vahşetin ortaya çıkmayacağı bir şekilde savaştırabilmekti. Bir Bene Gesserit kuralıydı bu. Savaşlar sağ kalanların en iyi yönlerini açığa çıkaracak şekilde yapılmalıydı. Bu başarılması son derece zor, bazen de neredeyse imkânsız bir şeydi. Askerin katliamın yapıldığı yere uzaklığıyla doğru orantılı olarak zorlaşırdı. Teg'in daima savaş meydanına bizzat gidip inceleme yapmak istemesinin sebeplerinden biri buydu. Acıyı görmezseniz, daha da büyük acılara yol açacak emirleri hiç düşünmeden vermeniz kolaylaşırdı.
Sayfa 489 - İthaki yayınlarıKitabı okuyor
Bütün yaşamım boyunca buna benzer bir yerde yalnız başıma kalmanın özlemini çektim. En güzel zamanlarımda bile, ki bunlar hiç de ender değildi. Bu kadarını söyleyebilirim, güzel zamanların ender olmadığını. Şanslıydım. Ama o zamanlar bile, örneğin bir kucaklaşmanın ortasında birisi kulağıma çok duymak istediğim bir şeyi fısıldarken, birdenbire kendimi uzakta, sessiz sakin bir yerde bulmayı özlediğim oluyordu. Bunu hiç düşünmeden yıllar geçtiği de olurdu ama orayı özlemediğim anlamına gelmiyordu bu. Şimdi buradayım, neredeyse tam hayal ettiğim gibi bir yer.
Onu itiyorum, zihnim ve bedenim savaşıyor. Onu istememeliyim ama istiyorum. Gerçekten istiyorum. "Çekil üstümden."
Onu itmeme izin veriyor, aramızda bir santim boşluk bırakıyor. "Beni
istiyorsun, ilham perisi." Sesi hırçın, neredeyse bir tehdit gibi. "İstediğini biliyorum. Bırak istediğini al."
