Bir çiçek bile tohum içeren başını güneşe dönebiliyorsa, hareket etmekten korkmamalı insan.
Frodo derin bir nefes alarak doğrulup oturdu. "Son adım!" dedi. "Hu Smeagol! Yiyecek bulabildin mi? Dinlenebildin mi?" "Yemek yok, dinlenmek yok, Smeagol'e bir şey yok," dedi Gollum. "O sinssi biri." Sam dilini damağında şaklattı, ama sonra kendine hakim oldu. "Kendine kötü sıfatlar yakıştırma Smeagol," dedi Frodo. "Bu akılsızca bir şey, doğru da olsa yanlış da olsa." "Smeagol kendisine verileni kabul etmek sorunda," diye cevap verdi Gollum. "Bu sıfatı ona, her şeyi pek bilen iyi kalpli hobbit Efendi Samwise yakıştırdı." Frodo Sam'e baktı. "Evet, beyim," dedi. "Ben bu sözü kullanmıştım, uykumdan aniden uyanıp da onu ortalıklarda görüverince. Özür diledim ama yakında yaptığıma hiç de pişman olmamaya başlayacağım." "Haydi, o halde, bırakın bunu," dedi Frodo. "Fakat artık sen ve ben Smeagol, dönüm noktasına geldik gibi. Söyle bana. Yolun geri kalan kısmını kendi kendimize bulabilir miyiz? Geçidi ve geçide giden yolu görüyoruz artık; eğer o yolu şimdi bulabilirsek anlaşmamız bitmiş olacak. Sen verdiğin sözü tuttun ve özgürsün: Yiyeceklere ve dinlenmeye dönmek için özgürsün; Düşman'ın hizmetkarları hariç nereye gitmek istersen gidebilirsin. Hatta günün birinde seni ödüllendirebilirim, ben veya beni hatırlayanlardan biri." "Yo, yo daha değil," diye sızlandı Gollum. "Yo hayır! Yolu kendi başlarına bulamaslar, bulabilirler mi? "Yo, hayır, elbette hayır. Daha tünel var sırada. Smeagol yola devam etmeli. Dinlenme yok. Yemek yok. Daha yok."
Reklam
Nereye gittiğinizi bilmiyorsanız, geziniz bambaşka bir yerde son bulabilir. YOGİ BERRA
“Göründüğü gibi basit değil, bazen bırakabilmek daha zordur. Eğer bir şeyi zorla tuttuğunuzda, ulaşmak istediğiniz şeyi engellediğini görüyorsanız, o zaman onu özgür bırakmalısınız.”
Tokluk ta açlıktan daha az kışkırtıcı değildir. Irene’de macera merakını uyandıran da hayatının tehlikesiz ve güvenli oluşuydu. Yaşadığı ortamda onu zorlayan hiçbir şey yoktu. Elini nereye atsa pürüzsüzdü; bütün hayatı özenle, şefkatle, sevgiyle ve evcimen bir rahatlıkla sarmalanmıştı. Irene, varoluştaki bu ölçülülüğün hiçbir zaman dış kıstaslara vurulamayacağını; aksine insanın içiyle ilişkisizliğinin bir yansıması olduğunu fark etmeksizin kendini bir şekilde bu rahatlık tarafından kandırılmış ve gerçek yaşamdan uzaklaştırılmış hissediyordu.
Sayfa 9 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
“İnsanları geçimsiz yapan sevgisizliktir. Birbirine düşman eden iletişimsizliktir. Güzellikten yana ne varsa yok eden ilgisizliktir.”
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.