Nergis çiçeğinin hikayesi
Narkisos ne kadar da yakışıklı bir delikanlıymış. Fakat genç kızların onu gördüklerinde neredeyse pence­relerinden atlamaya kalkışmaları ve diğer insanların ona söyledikleri övgü dolu sözler onu fazla etkilemiyormuş. O zaten kendine âşık biriymiş. Bu yüzden küçümsediği insanlardan uzaklaşarak, bir göl kenarında, bir kulübede yaşamaya başlamış. Her gün göle gidiyor ve gölün ber­rak suları içerisine bakarak kendi yansımasını izliyormuş. Bir gün böyle hayran hayran kendini izlerken suya düşmüş ve yüzme bilmediği için boğularak ölmüş. Bütün köy: “Dirisini doyasıya göremedik, bari ölüsünü görelim,” diyerek, göle gitmişler. Bakmışlar ki göl de şıpır şıpır ağlıyor. Göle şöyle demişler: “Sen her gün onun güzelliğini izliyordun, sen niye ağlıyorsun?” Göl cevap vermiş: “Ne izlemesi? Ben onun gözlerinde kendimi izliyordum.” Bundan sonra bu gölde bir çiçek çıkmış, onun adı da Narkisos’muş. Bu bizim dilimize ‘Nergis’ olarak geçmiş ve bu şekilde kendini çok beğenen insanlara da ‘Narsist’ denmiş.
Deli Kız
Nergis çiçeğinin hikayesi; Narkissos diye bir herif varmış zamanında. Çok yakışıklıymış ama öyle böyle değil. Birgün bu herif, bir göl kenara su içmeye indiğinde kendi görüntüsünü görür ve kendine âşık olur. Göldeki yansıması dışında hiçbir şeyle ilgilenmez hale gelir. Yemeden içmeden kesilir. Sonunda da göle düşüp ölür. Düştüğü göl dibinden çok güzel bir çiçek yetişir ve o çiçeğin adı da nergistir.
Sayfa 204 - Nemesis kitapKitabı okudu