Sevinçliyken yüreğinizin derinliklerine bakın göreceksiniz; sizi şimdi sevindiren, bir zamanlar üzenden başkası değildir. Kederli olduğunuz zaman yine yüreginize bakın göreceksiniz; aslında, bir zamanlar neşe kaynağınız olan için ağlamaktasınız.
İnsanlara karşı her zaman korku dolu bir ürperme hissettiğim ve insan gibi konuşma, insan gibi davranma yeteneğime hiçbir şekilde güvenmediğim için tüm korku ve endişelerimi toplayıp göğsümün derinliklerinde bir kutuya sakladım. Melankolimi ve öfkemi gizlemek için büyük çaba sarf ettim ve bunun yerine kendime masum bir neşe havası geliştirmeye başladım...
Bağ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz
Biz neşâtın da gamın da rûzgarını görmüşüz!
- NABİ
Zaman bağının baharını da gördük, güzünü de; Üzerimizden neş’e rüzgârları da geçmiştir gam fırtınaları da..
Neşe bulaşıcıdır falan diyorlar.
Yalan.
Neşe kolonya gibi bir şey. Dökünüyorsun, o an ferahlıyorsun. Sonra uçup gidiyor burnundan, elinden, üzerinden.
Kasvet öyle değil ama, zamk gibi, bulaşıyor ve dokunan herkese yapışıyor.
Hayal dünyamda daima neşe vardı. İstediğimi düşünebiliyordum, özgürdüm. Şimdi ise, tutukluyum. Bedenim bir hücrede zincirlere bağlı; ruhum düşünceye esir olmuş.
…Sosyal medyadan kaptığımız mesajın ne olduğunu ve basılı kitaplardan kaptığımız mesajdan ne farkı olduğunu düşündürdü bunlar bana. Önce Twitter'ı düşündüm. Twitter'a giriş yaptığınızda -Donald Trump da olsanız, Bernie Sanders da olsanız, Bubba the Love Sponge da olsanız- o mecra üstünden aldığınız ve takipçilerinize gönderdiğiniz bir