“Normalde insanların Niteliği nesnelerle birlikte anmalarına karşın bazen Nitelik duygusunun hiçbir nesne olmaksızın ortaya çıktığına dikkat etti. Onu ilk önce, Niteliğin belki de tümüyle öznel olabileceğini düşünmeye iten buydu. Ama öznel zevk onun Nitelikle kastettiği şey de değildi. Nitelik öznelliği azaltıyordu. Nitelik sizi kendinizden dışarı çıkarıyor, çevrenizdeki dünyanın farkında olmanızı sağlıyordu. Nitelik, öznelliğe karşıydı.
Hangi düşüncelerden geçip de bu düşünceye geldi, bilmiyorum, ama sonunda Niteliğin özneyle ya da nesneyle, bağımsız olarak ilişkili olamayacağını, yalnızca, bu ikisinin birbiriyle olan ilişkisinde bulunabileceğini gördü. Bu, özneyle nesnenin buluştuğu noktaydı.
“Bu, heyecan vericiydi.
Nitelik bir şey değildi, bir olaydı.
Daha da heyecan verici.
Nitelik, öznenin, nesnenin farkına vardığı olaydı.
Ve nesne olmadan özne olamayacağından -çünkü, öznenin, kendisinin farkında olmasını nesneler sağlar- Nitelik öznelerin de nesnelerin de farkına varılmasını olanaklı kılan olaydı.
Çok heyecan verici.
Bu demektir ki, Nitelik yalnızca, özneyle nesnenin çatışmasının sonucu değildir. Özne ve nesnenin varoluşu tümüyle Nitelik olayından kaynaklanmaktadır. Nitelik olayı, Niteliğin nedeni olduğu sanılan özne ve nesnenin nedenidir”