21. yüzyılın modern, klasik, tavizsiz, net ve en karmaşık ozanı, Kanadalı yazar
Ben bu Amerikan filmini niçin o denli çok sevmiştim? Fil­min konusu da, oynanışı da başarılıydı ama, beni bunlardan daha çok başka bişey ilgilendiriyordu. Benim bu filmi sevme­min nedeni, filmin kadın kahramanı Marlene Dietrich'i sevdi­ğim ve daha adını bile bilmediğim Rüya Kız'a benzetmemdi. Filmde seyrettiğim Marlene Dietrich tıpkıtıpkısına benim sev­gilim, benim Rüya Kızım da tıpkıtıpkısına Marlene Dietrich'ti. Şimdi seksen yaşımda, aradan 60-70 yıllık bir zaman geç­tikten ve araya 60-70 yıllık bir mesafe girdikten sonra bu notları yazarken, 60-70 yıllık zaman ve mesafeden geriye dö­nüp gerçekçi bir bakışla bakıyorum ve düşünüyorum: Ger­çekten benim Rüya Kızım, Marlene Dietrich'e benziyor muy­du? Yok canım, ne gezer... Biri 14-15 yaşında bir kız çocu­ ğu, öbürü olgun bir yıldız... Bugün, 60-70 yıllık bir mesafe­ den ve zaman ötesinden, hem de bu yarı kör gözlerimle ger­çekleri çok daha net, çok daha açıkseçik görebiliyorum. Be­nim Rüya Kızımın Marlene Dietrich'le hiç benzerliği yoktu. Ama ben benzerlikleri olduğuna inanıyordum, çünkü bu benzerliğin olmasını istiyordum. İşte aşk, gerçek aşk budur, hele benim o zamanki yaşımda...
Reklam
Söz mü, beni de kaldıracaksın tamam mı?” soruna net cevap almadan ne uyuyor ne uyutuyordun. Biliyordun kıyamayacağımızı. “Uyanmazsam su dök anne, ayağımdan çeke çeke götür sofraya. Nütfen nütfen nütfen!” deyişlerin mıh gibi aklımda. Hatta bir gün balon şişirmiş başucuna koymuşsun, “Uyanmayacak olursam bu balonu patlat, o zaman kalkarım" demiştin. [sf:17]
KOR DERGİ
KOR DERGİ
Reklam
235 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Buram buram eskilerin naifliği ve aşkın tarifi kokuyor... Bahri hocamızın şiirlerini okurken özellikle tarihlerin 80'ler, 90'lar ve 2000'li yıllara dayanmış olması o naifliği fazlasıyla hissettiriyor. Duygularını şiirlere o kadar güzel işlemiş ki, gerçekliği de aslında ön plana çıkardığını söyleyebilirim. İçinden gelerek yazmış
Daha B/aşka Dünyalar
Daha B/aşka DünyalarBahri Karapıçak · FGK Yayınları · 20233 okunma
Kendimle ilgili net bir fikrim yok; hatta, fikir sahibi olmama fikrinden bile yoksunum.
Net !
Yukarıya kadar tırmanıp cesurca son adımı atarken birdenbire yanlış yola girdiğini düşünüp korkuya kapılmak, ileriye doğru birkaç kolay adımı atacak gücü kaybetmek kadar korkunç bir şey yoktur hayatta.
👇👇 İzmir’in Çiğli ilçesindeki Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan kauçuk ve plastik fabrikasında çıkan yangına müdahale ediliyor. turkiye24.net/ataturk-organiz...
Reklam
176 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Roma kurulduktan sonra nüfusu arttırmak için suçlular gemilerle şehre taşınmış. Bu sebeple şehirde bir müddet sadece suçlular varmış. Hatta daha sonra hiç kadın olmadığı için festival ayağına sağdan soldan kadın da kaçırıyor bu ayılar. Kitabın başında suçluların uzay gemisiyle sadece kendilerinden oluşan bir gezegene yollanmaları Roma'nın kuruluşunu anımsattı. Omega gezegenindeki kast sistemi de aslında Roma'daki patriciler ve magistralara benziyor. Ben mi benzetiyorum, böyle bir şey yok mu? Hayal gücüm mü çok çalışıyor? Bilemiyorum... Özellikle dünyada yaşanan son gelişmelerden sonra "Biz insanın en yüce Kötülük potansiyelinin Devlet'te olduğunu kabul ettiğimiz için Devlet'i kutsal olmasa da bir insanüstü eser olarak görür, ona da taparız" satırlarını okumak içimi ürpertti. İyilik, adalet, hayatın kutsallığı ve benzeri yakışıksız kavramlardan bahsedilenlerin akıl hastanesine kapatıldığı, cinayet işlemeyenlerin ölüme mahkum olduğu bu dünya bizimkinden çok mu uzak? Bu tarz eski bilim kurgu klasiklerini okuyunca günümüz eserlerini ne derece etkilediğini daha net anlıyorum. Aslında özgün sandığımız her eserin bir esin kaynağının olduğunu görmek beynimde iğne ışın tabancası etkisi yapıyor. Acaba Mevki Uygarlığı'nın esin kaynaklarını bir gün rastgele şekilde yapılan seçimler sonucu okuyup mutlu olacak mıyım? İçimde bu ihtimallerin saçma heyecanı var. Keşke zamanı bu anda dondursam ve milyonlarca kitap sonra bambaşka bir insan olarak yeniden başlatsam.
Mevki Uygarlığı
Mevki UygarlığıRobert Sheckley · İthaki Yayınları · 2021532 okunma
Bahçeli her konuşmada “bekâ meselesinden” söz ediyor. Ortağının elinde kalmış 15 milyar $ net ile mi koruyacak bekâyı? Bu para hiçbir tehditle başa çıkmaya yetmez. ABD ne diyorsa o yapılır. Ama çare değil. Çünkü ABD 500 milyar da verse bekâ meraklısının ortağı onu da bitirir.
256 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
*spoiler* "Uzay benim için her zaman bilinmez olmuştur. Filmleri, bilim kurgu romanları... Arthur C. Clarke, Tanrıların Arabaları... Ya burada olmam inanılmaz bir şey yani! Space Odyssey!" diyor ve başlıyorum. Sevgili İthaki yayınları, Tanrılar belanızı versin, saygılar. Birinci sayfa, birinci paragraf yazım yanlışları başlıyor.
Çocukluğun Sonu
Çocukluğun SonuArthur C. Clarke · İthaki Yayınları · 20213,426 okunma
Beni oluşturan tüm parçalar aslında dünyanın parçalarıdır. Ben dediğimiz aslında dünyanın bir parçasıdır. Sadece biz, her birimiz, bireysel olarak kendimizin çok ayrı olduğuna inanırız. Oysaki dünyanın bir parçasıyızdır ve benliğin sınırları o kadar da net değildir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.