Romanın temel çıkış noktası, hakkında pek fikir sahibi olamadığımız ama gösterildiği kadarıyla sıradan bir şehir hayatı yaşayan İbrahim'in hayatını kaybedişiyle başlıyor. Hayatını kaybettiğini öğrenen İbrahim, onu aramaya çıkıyor. İbrahim'in hayatını kaybedişini öğrenmesi şaşırtıcı ve pek de sıradan olmayan bir şekilde İşlenmiş. Romanın yaklaşık olarak ilk yarısı boyunca İbrahim'in Kayıp Hayatlar Bahçesi isimli bir yere gitme serüvenine ortak oluyoruz. Bu serüvende İbrahim kimi farklı, kimi güzel, kimi hazin olaylar, mekanlar ve insanlarla karşılaşıyor. Kitapta bildiğimiz zaman, mekan, boyut kavramları yok. Gerçek ya da gerçek bildiğimiz dünya arada bir bahsi geçen ufak bir detaydan ibaret.
Bazen tekerleme gibi cümleler, bazen de tekrar edilmiş betimlemeler beni yorsa da, neyse ki ikinci yarıda İbrahim bir şeyler bulurken ben de buldum. Hepimizin kaybettiği birşeyler var netice de, öyle değil mi?