Yeryüzünde kendi değerlerinden gönüllü feragat eden ve köklerini inkar eden bir toplum bulunmamaktadır. tam tersine bir zamanlar sömürge olan ve istila edilen ülkeler özgürlüklerine kavuştuktan sonra aslî değerlerine bir an önce dönmek için çabalamaktadırlar. çünkü milleti millet yapan kıymetler korunmadığı takdirde coğrafya üzerinde, yaşayan insanlar birbirlerine kenetlenmek ve vatan bilincini canlı tutmak imkansızlaşır. dolayısıyla kökenleri reddetmek bir yana, değerlere yaslanarak toplumu kaynaştırmak ve bu yolla ileriye taşımak en uygunudur. bunun anlamı elbette geçmişi kutsamak, geride bırakılan mirasın her bir parçasını mutlak hakikat olarak kabul etmek ve zamanımızda aynıyla tatbik etmek değildir. yapılması gereken geleneği ihmal etmeden geleceğini İnşa etmektir. bunu başarabilen ve köklerinden kopmadan çağı yakalayabilen toplumlar, gençliğini kaybetmediği gibi kendi içinde dış dünyaya karşı bir direnç oluşturur