“Çağımızın acıya karşı gösterdiği yakınlıkta son derece hastalıklı bir şeyler var. İnsan yaşamın rengine, güzelliğine, yaşam sevincine yakınlık göstermelidir. Yaşamın cerahatli yaralarından ne kadar konuşmazsak o kadar iyi bence.”
“Şeytandan kurtulmanın tek yolu şeytana uymaktır. Karşı gelindi mi ruh kendi kendine yasakladığı şeyin özlemiyle hasta düşer; kendi ürkünç yasalarının korkunçlaştırdığı ve yasallıktan çıkardığı şeye karşı duyduğu arzuyla marazileşir.”
Bir adam ve kadın günah işlediyse bırakın ikisi de çöle sürülsün, birbirlerini orada sevsin veya birbirlerinden orada nefret etsinler. Bırakın ikisi birden damgalansın. İkisinde de bir iz bırakın eğer istiyorsanız, ama birini cezalandırıp diğerini serbest bırakmayın. Erkekler için başka, kadınlar için başka yasanız olmasın.
İnsanın başkalarına bağımlı olmadığından ne kadar söz edilirse edilsin, alçakların, zayıf bir nokta bulduklarında aleyhinde konuşmalarına dayanabilecek bir tek insan tanımıyorum.
Küçük gördüğümden falan değil ama bu insanlarla gereğinden fazla konuşmanın, gülüşmenin bir anlamı yok. Bu tiplere bu kadar saygı göstermenin, saygı da değil, dalkavukluk etmenin ne âlemi var?
Eğer arzuyla dolmuş bakış, arzunun doyurulması kadar kötüyse; eğer isteyerek hayal kurmak, hayal edilen edim kadar kötüyse - o halde neden doyurulmasın o arzu ve neden hayal edilmesin o edim? Günahkâr düşüncelerimden kurtulamadığımı her geçen gün görüyordum. O zaman günahkâr edimi de arzular oldum.