Birkaç yorum okudum, meseleyi fahişeliğin doğru olup olmadığını tartışmasına indirgemiş birçok okuyucu. Nasıl meseleye bu kadar basit bakabilirsiniz? Hayret ediyorum.
Öncelikle kitabın yazı dili, betimleleri ve hissettirdiği duygular çok farklı ve hüzünlüydü elbette. Çünkü, aslında Firdevs, elinden tutulsa, eğitimine destek olunsa, bedeni ile seks objesi olarak değil de bir yaşayan varlık olarak kabul görebilse ne kadar da ‘başarılı’ biri olabilirdi toplum nezdinde. Fakat o imkanı sağlayabileceği ortam hiçbir zaman oluşmuyor. Firdevs bunun mücadelesini her verdiğinde yenilgiye uğruyor. Ben bir psikoloğum, fakat mesleğim dışında bir insanım. Kitabı okurken, ya da bir hayat hikayesi dinlerken önyargılarımızı kapımızın dışında tutarak sadece dönem, bağlam ve kişinin yaşam koşullarına göre dinleyebilmek bizim görevimiz olmalı. Empati denen şey bundan fazlası da değildir. İşte önyargılarınızdan uzaklaşıp yaşanan acıları ‘kavramak’ telaşına düştüğünüz noktada kimseye kızamaz, yargılayamaz, aşağılayamaz oluyorsunuz. Sanıyorum ki kitapların önemli görevlerinden biri de vicdanı yumuşatmaktır. İyi okumalar, okuyun derim
Bir adamın parası bittiğinde… kalbini kaybeder, değersizdir. O kadar zayıflar ki gülemez bile, garip bir aşağılık kompleksine kapılır,çaresiz kalır ve kadını kendinden uzaklaştıran o adam olur