56 syf.
·
Not rated
·
Read in 6 hours
''Felsefenin ne olduğunu ancak, felsefenin nasıl ve hangi biçimde olduğunu öğrenirsek, tanıyabilir ve bilebiliriz.'' Nedir Bu Felsefe? Felsefe deyınce benım gıbı hemen okuyayım mı? bır durup sonra mı? Okuyanlardansınız O halde #Buyurun kısa ama içi dolu kitabımıza bırlıkte bakalım ne dersınız Peki. Kimdır bu
Martin Heidegger
Martin Heidegger
, varoluşçu felsefenin isimlerinden biri olarak bilinen Alman filozof.dıye biliyoruz.. Martin Heidegger neyi savunur? Peki Heidegger, Platon'un idea kavramının varlığın anlaşılmasında bir başlangıç olarak kabul edilmesine karşı çıkmış ve varlığın dışsal bir ilkeden yola çıkılarak anlaşılamayacağını savunmuştur.. .Bu düşünceye göre, Varlık şu anda var olan bir nesne olmamasının yanı sıra, daha önce ya da daha sonra var olabilecek bir nesne de değildir.. Bu anlamda Varlık, dış dünyadaki bir nesne gibi daha önceden düşüncede var olan bazı kategorilerle algılanamaz. Başka bir deyişle, Varlığı kategorik bir yaklaşım kavrayamaz .Heidegger düşünmenin özünü değil anlamını arar. Bu bağlamda düşünmeyi insanın Varlıkla ilişkisi, Varlığın hakikatini açıklığın gizlilikle ilişkisi ve yazgıyı da Varlık ile insanla ilişkisi üzerinden okur.. Dolayısıyla Heidegger
Martin Heidegger
Martin Heidegger
'de düşünme, ilişki- lerden yola çıkar. .Nietzsche
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
, Hegel'in tarih felsefesine yönelik ortaya koyduğu görüşleri eleştirmiş ve onun tarihe yönelik olan düşüncelerinin ne kadar tehlikeli ve yanlış olduğunu savunmuştur... Ezcümle kıtabı
Nedir Bu Felsefe?
Nedir Bu Felsefe?
okuyınca kım ne demiş daha ıyıce anlamış olucaz
Nedir Bu Felsefe?
Nedir Bu Felsefe?Martin Heidegger · Afa Yayınları · 1995174 okunma
HK
Hayat insana her daim bir şey öğretiyor Yıllardır Vahyin kuramsallığını Vahyin kuranını Bize verdiğini düşündüğüm denklemlerden biri olan Îmân edenler ve sâlih amel işleyenler Terkîbindeki
Reklam
Neyi ne kadar bilebiliriz?
Ünlü düşünür Sokrat'ın bir sözünü duymuşuzdur: "Bildiğim bir şey var; o da hiçbir şey bilmediğimdir." Kendi döneminin bilgesi neden böyle bir şey söylemiş olabilir ki? Hatta o kadar çok şey biliyordu ki, ondan rahatsız olanlar şikâyet ettiler, "gençlerin zihinlerini bozuyor" hükmüyle öldürdüler Sokrat'ı.
Neyi biyolojinin belirlediğini, neyin insanlar tarafından biyolojik mitler kullanılarak haklı çıkarılmaya çalışıldığını nasıl bilebiliriz? Bunu anlamak için önemli kurallardan biri, "Biyoloji izin verir, kültür engeller," kuralıdır.
Sayfa 153 - KolektifKitabı okuyor
Kendi özümüze ve merkezimize sahip çıktığımız zaman başkalarının bağından, bahçesinden, pazarından neyi almamız gerektiğini de bilebiliriz.
Sayfa 156Kitabı okudu
Reklam
Eğer sevilen kişinin ölümü, dehşeti (boşluğu), içeri girmesine katlanamayacağımız kadar içeri sokmuyorsa, yaşıyor olmamız hakkında neyi bilebiliriz: Ama bu durumda, anahtarın hangi kapıyı açtığını biliyoruz.
SAF KORKUNUN ELEŞTİRİSİ
Herhangi bir felsefeyi formüle ederken ilk sorumuz hep şu olmalıdır: Ne kadarını "bilebiliriz?" Şu anda neyi bildiğimize ya da bir zamanlar neyi bilmiş olduğumuza emin olduğumuzu nasıl bilebiliriz? Tabii, bunlar bilinebilir şeylerse... Yoksa bütün bunlan unutup, utanarak bir köşede mi oturmalıyız? Zaten, Descartes da "Zihnim, bacaklanmla arkadaş olabilmişse de vücudumu asla kavrayamaz" derken bu konuya temas etmiyor muydu? Sırası gelmişken, "bilinebilir" derken, duyularla algılanabilen ya da zihnin kavrayabildiği şeyleri kastetmiyorum. Benim demek istediklerim, "bilinebilen" ya da "bilinebilirliğe" ait olan ya da en azından, bir arkadaşınıza hakkında bir şeyler söyleyebileceğiniz şeylerdir. Evreni gerçekten "bilebilir" miyiz? Tanrım, China Townda yolunu bulmak bile bu kadar güçken... Aslında işin püf noktası şu: Orada, dışarıda bir şeyler var mı? Eğer varsa, neden var? Dahası, bu kadar gürültü yapmak zorundalar mı? Sonuç olarak diyebiliriz ki, "gerçekliğin" en büyük eksikliği, bir özden yoksun olmasıdır. Hiç özü yok demek istemiyorum; ama eksik olduğu kesin. (Burada sözünü ettiğim, Hobbes'un biraz daha küçük olarak tanımladığı şeydir) Bu yüzdendir ki "Düşünüyorum, öyleyse varım" diyen Karteziyen vecizesi şu biçimde daha iyi özetlenebilirdi: "Heey, surdaki saksofonlu kadın Edna değil mi?" Öyleyse, bir öz'ü ya da bir düşünceyi bilmek için ondan şüphe etmeliyiz, böylece, ondan şüphe ederek son durumunda içerdiği özelliklere ulaşınz ki bu özellikler, "şey"in kendisi içindedirler" ya da "şey'in kendisine aittirler"
Başka bir gelecekten bahsederken ne umduğumuzu tam olarak biliyor olsaydık, etrafımızda gördüğümüzden o kadar da uzak, dolayısıyla yeterince farklı bir gelecek olmazdı bu. Neyi umut edeceğimizi ancak umudumuzun nesnesi sonunda belirginleşip gözler önüne serildiğinde bilebiliriz muhtemelen, tıpkı psikanalize göre neyi arzulamamız gerektiğinin bize öğretilmesinde olduğu gibi.
196 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.