Benim için çarpıcı bir kitaptı. Konu örgüsü daha çok şahıslar üzerinden gittiğinden magazinsel bir tarafı da vardı, zevkle okudum. Nezihe Muhittin'den Halikarnas Balikcisi'na, Ali Kemal'den Reşit Galip'e bir cok ismi detayda tanıdım. 1850-1950 döneminde yaşamış, yazarın ifadesiyle 'tarihte arada ve arkada kalanların hikayeleriydi' hepsi de...
Ermeni tehcirine, Arap isyanına yaklaşımı olabildiğine tarafsizdi. Taniklariyla olayların akışı içinde çok güzel anlatmış. Bence serinin ikincisi de gelmeli.
"Bu ülkede ya sırayla zalimlik, sırayla magdurluk kısır döngüsü içinde herkes kendi rövanş gününü bekleyecek. Yine insanlar harcanacak, gelecekler kararacak, umutlar azalacak, üzerinde yaşanan insanların inanıp, enerjilerini vermediği ülke bir adım ileriye gitmeyecek.
Ya da kimsenin mağdur ve zalim olamayacağı, ilk firtinada çökmeyecek, altında herkesin kendisi gibi var olabileceği sağlam bir çatı inşa edebilecegiz. Seçim bizim. Bu kitap bu seçime ufak da olsa bir katkı saglarsa ne mutlu bana..."