"İl reste ce je ne sais quoi de beau qui nous dévore l'oubli de la douleur de la vie et la mort" v.nezval
Nâzım Hikmet' te, daha çok 1917 İhtilâli’ nin hemen öncesinde ünlenmiş Rus şairlerinin, özellikle Mayakovski’nin etkileri var. Ancak bu etki dıştan bir etki. Bazı şiirlerinin biçimiyle, genel şemasıyla ilgili. Şiir tutumlarının içeriğinde iki şair kesin olarak ayrılıyor. Mayakovski’nin kırbaçlayan bir dili, kelimeleri tahta raflardan hızlı hızlı çeken geometrik bir çalışması vardır. Nâzım Hikmet’te ise yumuşaklık hâkim. Bütün güzel şiirlerinde böyle. Mayakovski’de duyarlık çok azdır. Zekâ da aklin buyruğu altındadır. Nâzım Hikmet ise alt planda bir duygu şairidir yine de. Bence Mayakovski'nin ondaki etkisini bu yüzden fazla büyümsememeli. Şiirinde Mayakovski’ye bir hayranlığı vardır, o kadar. Hele Rusya dönüşü yazdığı birkaç şiirinden sonra tutumunun iyice değiştiği görülür. Nâzım Hikmet, Rus şairlerinden etkilenmiştir, ama etkilendiği bölümlerde Rus şairlerinden çok Doğu Avrupa ülkeleri şairlerinin, sözgelimi Nezval'in havasını taşır. Yalnız Nezval, Slav şairleriyle Fransız şairleri arasındadır. Nâzım Hikmet değil.
Sayfa 42
Reklam
Ah başkalarının benden istediklerini veremiyorum sana Nice geceler boyu aradığım kadın gelip kapıyı çalsana Vitezlav Nezval (1900-1958)
Sayfa 449Kitabı okudu
Sen benim maça kızım, Ey benim güzel kadınım Ey Maria Dinle piyanomun sesini senin içindir çaldığı arya Fiyonga da yalnız bir tek kara kurdela kaldı bir bez parçası işte Sen de gittin ötekiler gibi tıpkı Gittiler hepsi de Vitezlav Nezval (1900-1958)
Sayfa 450Kitabı okudu
Yağmur Parmaklı Prag
Hatırlayın beni Hatırlayın Prag'da yaşadığımı ve yürüdüğümü Kimsenin sevmediği gibi sevmeyi öğrendiğimi onu Bir sevgili gibi bir yabancı gibi sevmeyi öğrendiğimi Yalnız bir erkeğin özgür yüreğiyle sevmeyi özgür düşler isteklerle sevmeyi Geleceği olan bir erkek gibi sevmeyi öğrendiğimi Kimsenin sevmediği kadar sevmeyi onu Oğlu gibi bir yabancı gibi Ağla ve gül çalsın çanları bütün kiliselerin Nasıl uğraştıysam çalsın diye çanları belleğin Uçuyor çünkü zaman ve o kadar çok ki senin için söylemek istediklerim Uçuyor zaman o kadar az ki senin için söylediklerim Uçuyor zaman bir kırlangıç gibi yakarak yaşlı yıldızlan üstünde Prag'ın
Bulutlar
Ve bir yumak yuvarlanır toprağın üstünde Bu gece senin için bir uykusuzluk gecesidir Gökte bir tek bulut bile yok çünkü Yalnız sabah yıldızı açık edecek bana gün ağarırken ağladığını
Sayfa 72 - KavramKitabı okudu
Reklam
365 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.