" Kocası onu öldüresiye dövüyordu da o yine affediyordu! Niçin affediyordu? Hiç affetmemek gerekirdi böylelerini. . "
Sayfa 50 - Ötüken yayınlarıKitabı okudu
İnsanın niçin acı çektiğini düşündüm. Olaylar insanı üzer miydi? Olayların böyle bir özellikleri var mıydı, yoksa bizim algılamalarımızla mı olaylar acıya dönüşüyordu? Sonuncusu olmalıydı. Acıyı biz kesbederdik. Sonra da hadiseleri suçlu kabul ederdik. Aslında olaylar ruhumuza ve kalbimize ulaşmıyordu. Hadiseler ancak nefsimize ulaşıyordu. Kalp ve ruh Allah’la bağlıydı, nefis olaylarla ve dünya ile. Öyle ise olaylar da bir ölçüttü. İnsandaki nefis ve benliğin ölçütü. Ne kadar benliğimiz güçlü, ne derece nefisle bağlı isek olayların altında o kadar kalıp, o kadar üzüntü duyuyorduk. Hadiseler karşısında duyduğumuz acı nefis ve benliğimizin bizde hükmediş ölçüsünü veriyordu. Bu duyguları bana hissettirip; olayların zahirinden batınına intikal ettirmesine, şükrettim.
Sayfa 185Kitabı okudu
Reklam
“Mesele mükemmellikteki âcizlik değildir. Arayanın dengesizliğidir. Yaşamı boyunca mükemmel bir kadın arayışı yüzünden bekâr kalmış bir adam tanımıştım. Yetmiş yaşına gelmişti. Bir gün birisi ona şöyle sordu; ‘Seyahat edip durmaktasın; Anadolu’dan Avrupa’ya, oradan da Asya. Ülkü ülke dolaşıyorsun. Bir tane bile mükemmel kadın bulamadın mı?’ Yaşlı adam çok hüzünlenmiş. ‘Evet, bir seferinde buldum. Bir gün, çok uzun zaman önce mükemmel bir kadınla karşılaştım.’ ‘O zaman ne oldu? Niçin evlenmedin?’ diye sordum. Üzüntülü bir şekilde, ‘Ne yazık ki o da mükemmel bir erkek arıyordu,’ dedi. Mükemmel birisin ararken kendi muhteşemliğini kaybedersin. İnsanlar sadece mükemmel bir erkek ya da mükemmel bir kadın bulduklarında seveceklerini zannederler. Saçmalık! Onları hiçbir zaman bulamayacaksın çünkü mükemmel kadın ve mükemmel erkekler mevcut değildir. Ve şayet var iseler senin sevgini umursamayacaklardır. Onlar geçici olanla ilgilenmeyeceklerdir. İki varlık mükemmel olduğunda, onların aşk ihtiyacı senin aşka olan ihtiyacınla aynı değildir. Tıpkı günümüzün aşk arayışında olanların Mevlana ve Şems’in dostluğunu anlayamadıkları gibi.
İnsanoğlu kaldırılmaya gönüllüdür.
İnanç ve fikir meselelerinin dâimâ çok dışında dolanıp, sadece gündelik gazete, fotoroman ve magazin okuyup beyinlerini niçin sloganlarla dolduruyorlar?
Önümden insanlar geçiyor Tanıyorum hepsini Ama kim bunlar Niçin koşuyorlar şehre Bu yüzlerdeki rahatlık neden... Ben mesutken bile rahat değilim.
"Üzgün değilim hiç . Niçin üzgün olayım ki? Bir zamanlar muhteşem tutkular yaşama imkânı bulmuştum."
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.