Birlilteliklerin kaynağında haz bulunduğu sürece mutluluk imkansız
Haz prensibinin dayatmasıyla ihtiyaç duyduğumuz mutluluk hedefinin gerçekleştirilmesi pek mümkün değildir, yine de bizler, öyle ya da böyle, bu duygunun tatminine imkânlar elverdigi kadarıyla yaklaşmaktan vazgeçmemeliyiz - zaten aslına bakılırsa istesek de vazgeçemeyiz. Bu amaçla birbirinden farkli yöntemlere başvurmak mümkündür ve bizler, hedefimizin olumlu yönüne yani haz edinmeye veya olumsuz yönüne yani mutsuzluktan kaçınmaya- öncelik verebiliriz. Bu yön- temlerin hiçbirisi, mutlak hedefimize ulaşmamızı sağlamayacaktır. Gerçekleşme ihtimali bulunduğunu düşündüğümüz kısıtlı mutluluk, bireysel libidonun idaresine dair bir sorundur. Herkesin yararlanabileceği tek bir kuralı yoktur. İnsanlar, kendi kurtuluşlarının yolunu kendileri bulmalıdır. Bireyin tercihini etkileyecek çok çeşitli etkenler bulunur. Önemli olan, dış dünyadan beklediği gerçek tatminin miktarı, ondan azade olabilmek için ne kadar ileri gitmeyi göze alabileceği ve nihayet, dünyayı kendi isteklerine göre şekillendirmeye ne kadar hevesli olduğudur.
155 syf.
·
Not rated
/marksizmin antropolojik eleştirisi Baudrillard, Marx'ın siyasi iktisadın eleştirisini (terimi geniş anlamıyla kullanıyorum) temelde sermaye birikimini aşamayan bir eleştiri olarak değerlendirir. Kullanım değerini mübadele değeri kavramına karşı konumlayarak, Marx, kapitalist üretim tarzının mantığını insanın üretken kabiliyetlerinin
Üretimin Aynası Ya da Tarihi Materyalist Eleştiri Yanılsaması
Üretimin Aynası Ya da Tarihi Materyalist Eleştiri YanılsamasıJean Baudrillard · Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi · 201311 okunma
Reklam
İlk karşına çıkanla tartışma; yalnızca iyi tanıdığın, saçma sapan şeyleri savunmayacak kadar anlama yetisine sahip olduğunu ve utanılacak durumlara düşmeyeceğini bildiğin kişilerle tartış; otoritenin dikte ettiklerine göre değil, nedenlere, gerekçelere dayanarak tartışmayı bilenlerle; sunulan nedenleri dinleyip dikkate alanlarla; ve nihayet, gerçeğe değer veren, karşı tarafın ağzından bile olsa iyi nedenleri memnuniyetle dinleyen ve doğruyu karşı taraf söylediğinde, yani kendisi haksız olduğunda da bunu hazmedebilecek kadar adalet duygusuna sahip olanlarla tartış. Demekki yüz kişi içinde tartışmaya değer bir kişi bile zor çıkar. Geri kalanı ise bırakın ne isterlerse onu konuşsunlar; çünkü budalalık insan hakkıdır..
Hamile bir kadın yazarın duyguları.... Kırpmaya kıyamadım! Sizde OKUMAYA …
Bir bebeğin ağlamasını duymak için kulak kabarttığında diyordu Lydia Davis, rüzgârı, martıları hatta siren seslerini bebeğin sesi sanırsın. Her sey en önce onun sesi gibidir. Yeryüzüne kulak kesilirsin ama asıl duymak istediğin onun ağlayıp ağlamadığıdır. Evet, her şey bu kadar yalın. Yazmak, benim için biraz da bundan ibaret. Bir bebeğin sesini
DÜRDANE İSRA ÇINAR/ Agah olanlar
ÜÇ GÖK
"Çünkü savaşımız insanlara karşı değil, YÖNETİMLERE, HÜKÜMRANLIKLARA, bu KARANLIK dünyanın GÜÇLERİNE, kötülüğün GÖKSEL YERLERDEKİ ruhsal ordularına karşıdır." (Efesliler 6:12 Kutsal Kitap, "göksel yerler" kavramıyla ne anlatmak istiyor? Aslında, Kutsal Kitap'ta üç gökten söz edilir. 2.Korintliler 12:2'de birden fazla
Sayfa 17 - GDKKitabı okudu
Kendi kendime macera hayalleri kuruyor, kafamda uydurduğum bir hayatı yaşıyordum. Durup dururken, ortada fol yok yumurta yokken kendi kendimi gücendirdiğim çok oldu; aslında hiç sebep olmadığını bildiğim halde kendimi öyle dolduruyordum ki, sonunda gerçekten gücenip içerliyordum. Bu çeşit oyunlar yaşamımı öyle bir sarmıştı ki, nihayet adeta kendime hâkim olamaz hale geldim. Bir defa, hatta bir de değil, iki defa, zorla âşık olmayı bile istedim. İnanın ıstırap bile çektim baylar. Ruhumun uzak bir köşesinde bu ıstıraba inançsızlık, alay kıvılcımları titreşiyordu, ama gene de maddi bir ıstırap çekmeye devam ediyordum; üstelik dört başı mamur bir âşık gibi kıskanıyor, kendimi kaybediyordum... sebep hep can sıkıntısıydı baylar, hep can sıkıntısı; atalet beni eziyordu. Zaten şuurun meşru mahsulü atalet, yani gönüllü avareliktir.
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.