“Bir zamanlar diyordum ki: Bu Türk’tür, bu Bulgar’dır, bu Yunan’dır. Ben, vatan için öyle şeyler yaptım ki patron, tüylerin ürperir; adam kestim, çaldım, köyler yaktım, kadınların ırzına geçtim, evler yağma ettim... Neden? Çünkü bunlar Bulgar’mış ya da bilmem ney­miş... Şimdi kendi kendime şık şık şöyle diyorum: Hay kahrolasıca pis herif hay yok olası aptal! Yani akıllandım, artık insanlara bakıp şöyle demekteyim: Bu iyi adamdır, şu kötü. İster Bulgar olsun, ister Rum, isterse Türk! Hep­si bir benim için. Şimdi, iyi mi, kötü mü yalnız ona ba­kıyorum. Ve ekmek çarpsın ki ihtiyarladıkça da, buna bile bakmamaya başladım. Ulan, ister iyi, ister kötü ol­usun be! Hepsine acıyorum işte... Boş versem bile bir insan gördüm mü içim cız ediyor. Nah diyorum, bu fakir de yiyor, içiyor, seviyor, korkuyor, onun da tanrısı ve kar­şı tanrısı var, o da kıkırdayacak ve dümdüz toprağa uza­nacak, onu da kurtlar yiyecek... Hey zavallı hey! Hepi­miz kardeşiz be... Hepimiz kurtların yiyeceği etiz...
Sayfa 256
Dünyayı bugünkü durumuna getiren nedir, bilir misin? Yarım işler, yarım konuşmalar, yarım günahlar, yarım iyiliklerdir. Sonuna kadar git ve insan.
Reklam
Bir kadına âşık olma ile kitap okuma arasında seçim yapmam gerekse, kitabı seçerdim.
"Yağmur yağarken insanın kalbi acı çeker."
Her insanın kendi deliliği vardır; bana da öyle geliyor ki, en büyük delilik, bir deliliğe sahip olmamaktır.
Sayfa 175 - Can yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.