Onun için kadavralar sevilebilecek tek âşıklardı. Arzularını,hayallerini,beklentilerini gerçekleştirebileceği bedenlerdi. Hareket edebilen ve tepki verebilen erkekler onu korkutuyordu. Onun sevdiği, soğuk ve hareketsiz, bir heykeldi.
Arz,kayalar,denizler, hattâ parlak yıldızları, ve emelleri ve dehası veya bunaklığıyla, beşerin ruhu, cümleten, bütün asumanın göğsünde kaybolmaya mahkûmdur.
Mutluluk ince bir buz katmanının üzerinde yürümeye benziyordu. Suya düşeceğiniz anı beklemektense buzu kırıp soğuk suya dalmak ve oradan çıkmayı denemek daha iyidi.