Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
...herkes unutmak için yaşıyordu. Unutmak en işlevsel eylemdi. Tüketebilmek için unutmalıydı. Her şeyi ama her şeyi unutabilmeliydi. Sevgiyi, dostluğu, hatta aşkı bile unutmalıydı. Unutmak, tüketmekti. Tüketmek ise birincil vahisiydi efendinin. Aşk unutulmalıydı. Sevgi de. Tüketilmeliydi. Aşkın da sevginin de, insan ilişkinliği ortadan kalkmalı ve bir tüketim öğesi haline gelmeliydi. Yaşama ve insana ilişkin her şey, efendinin fabrikasındaki üretim bandının ve "show room" vitrininin bir parçasıydı. Tüketilmeli ve sonra bir daha tüketilmeliydi.
...Hiçliğin neliğine ve bilincine ulaşmaya çalışan ya da böyle bir çabaya zorunlu bırakılan bireyin karşısına çıkan gece, kendini her an yenileyen ve yenilenen ölümün gerçekliği karşısında bir ara durak sanki. Belki de sığınılan bir "şey"...
Reklam
(...)acı, çıt çıkarıyor artık, başlıyor yeni bir ezgi." demiş Nilgün Marmara, "bitsin demiş, ben çirkinim”
"En yakın yabancı sendin Daha sürülmemişken ışığın biberi Yaramıza Yaslanırken boşlukta duran bir merdivene Henüz. Güzdü sonsuz bir çöle takılan bakışımız İlkyaz derken -kışı gözden kaçıran yüzlerce eller yukarı, saygı duruşlarımız en güçsüz kollarla- Çözüldü aşkın zarif ilmeği Bulandı aynalar duruluğu. Çok gizli bir doğru gecenin toyluğunda Bilmedik çekenin yanlış bir uzaklık olduğunu... Yabancıların en yakınıydın sen!"
Sayfa 120Kitabı okudu
"Yine de, o, zaman kedisi Pençesi ensemde, üzünç kemiğimden Çekerken beni kendi göğüne Bir kahkaha bölüyor dokusunu Düşler maketinin Uyanıyorum küstah sözcüklerle: Ey, iki adımlık yerküre Senin bütün arka bahçelerini Gördüm ben!" -Nilgün Marmara
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
"Çocukluğun kendini saf bir biçimde akışa bırakması ne güzeldi. Yiten bu işte! Bu tükenişle hiçbir yeni yaşama başlanamaz, bu nedenle tüm sevdiklerime elveda diyorum."
Sayfa 110Kitabı okudu
Varoluşun saflığı içinde evren küçük bir unsurdur. -Paul Valery
Sayfa 108Kitabı okudu
"Geliyorlar, bu evde doğan yeni bir ölümü görmeye; koşarak, düşe kalka yuvarlanarak, sürünerek... Nasıl olursa olsun; görmek için bu eski dostların yeni cesetlerini ve göstermek için kendi dirimlerinin kıvılcımlarını. Geliyorlar! Uyanan arzunun düşen imgelemenin anlağın belleğin leş kokularını duymaya geliyorlar. Ölüm sessizliği, toz ve küf kokan evden ayrıldıklarında seviniyorlar canlıyız diye."
Sayfa 106Kitabı okudu
"Azımsanmayacak kadar ölmüşüm! Azımsanmayacak denli ölüyüm!"
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
"Sus, zeki insanlar planlarından asla bahsetmezler, onları gerçekleştirirler."
Sayfa 102Kitabı okudu
"Aydınlıkta köhneliği belirginleşen bu kentte ve konutta hiçbir şey neyse ben oyum. Öylesine bağsız ve yeğniyim ki bu hafifliğin şiddetinin bedelini bir gün öderim diye düşünüyorum. Sanki varoluş beni cezalandırmak ister gibi; yoğunluğundan olur olmadık herkese ve her şeye fazlasıyla katlayarak sunuyor. Ülkem yok, cinsim yok, soyum yok, ırkım yok; ve bunlara malettirici biricik güç, inancım yok. Hiçlik tanrısının kayrasıyla kutsanmış ben, inansam insansam bir buna inanabilirim. Yere göğe zamana denize kayalara ve kuşlara da dokunan aynı tanrı değil mi? Bu kutlu tanrının yönetkenliğinde, olmayan ellerimle bir yok-tartı'yı tutuyor ve ölçüyorum yokluğun ağırlığını. Kafeslerinden birine onun oylumu pekâlâ sığıyor, diğerine ise duygular, duyumlar ve düşünceler yığılıyor; işte yetkin eşitlik... her gün, her gece bu eşitliğin bilgisiyle geçiyor. Bir eskiciden satın alınmış bu teraziyi bir gün başka bir eskiciye vereceğim. O gün, tozanlarım her bir yana dağılıp toprağın suyun ölümsüzlüğüne eklenecekler ve ben özgürleşeceğim."
"Delilik sevgilim, bir sözcük üzerine kurulmuyor, var olanı dürtüyor, eşeliyor, o bölgede yer ediniyor. Bir sabah, bedenimin tüm hücrelerini ele geçirmiş bir acıyla uyanıyorum, bundan böyle, nereye baktığı bilinmeyen gözlerinizle her karşılaştığımda katlanacak bir acıyla. Onu sürükleyeceğim. Sürükleyeceğim ki, açığa çıkarılamayacak, tanımlanabilir gün ve gecelere mal edilmeyecek bir sevi karabasınından aldığım pay, saygısını bulsun içkin dünyasında belirsiz 'Ben'in. Yaslı yüreğimin utangaç itirafı: Sizi sevmekte ölüyorum" -Nilgün Marmara
"Yeryüzündeki aşk olasılığı ve süreci de karıncaların karşılaşmaları ve yaklaşık on saniye birbirlerine dokunmaları oranında. Ne zavallılık!" -Nilgün Marmara
"Yaşamım boyunca içimi kemirttiniz. Evlerinizle. Okullarınızla. İşyerlerinizle. Özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. Ölmek istedim, dirilttiniz. Yazı yazmak istedim, aç kalırsın dediniz. Aç kalmayı denedim, serum verdiniz. Delirdim, kafama elektrik verdiniz. Hiç aile olmayacak insanla bir araya geldim, gene aile olduk. Ben bütün bunların dışındayım..." -Tezer Özlü
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.