Kendilerini ölmeden ceset olarak algılayanlar intiharlarını başkalarının bir vasiyeti gerçekleştireceği gibi gerçekleştirir. Ölüm, yaşarken vardır, olmuştur...
"Yazıyorum çünkü içimde susturamadığım bir ses var” diyen plath'ın hayatla ve yaşamakla ilgili hep bir derdi vardı. İnsan olmayı sırça fanusunun içinde hapsolmuş ölü bir bebek olarak görmüş ve bu fanusun içindeki her insan için dünyayı kötü bir yer, kötü bir düş olarak tanımlamıştı.
Nilgün Marmara, intihar ettikten sonra eşi; Şiir yazdığını bile bilmezdim, bir kenarda patır patır birşeyler yazardı" demiş. İşte bu kadar basit herşey. Anlaşamamak, birbirine en yakın iki insanın arasındaki en derin uçurummuş...