"İntihar ettikten sonra, "Şiir yazdığını bile bilmezdim. Bir kenarda pıtır pıtır bir şeyler yazardı" diyen eşine bir şiirinde; "Yabancıların en yakınıydın sen!" diye seslenmişti Nilgün Marmara. Anlatamamak değil ölüm. Ölüm artık anlaşılamamak."
Limon çiçeği kitabın ismi bana çok sempatik gelmişti. Yazarla tanışmak istedim ama okurken bunaldım başarılı kendi ayaklarının üzerinde duran bir kadının aşk acısı ile hayattan kopuşu. Aşk acısı çekerken insan okusa intihar eder:) Ben güçlü kadınları seviyorum, insanlar ne acılar yaşıyorlar bu kadar kendilerini dağıtmıyorlar. Sevmek çok güzel bir duygu ama ayrılıkta hayata dair.. yaşadığı şehirden ayrılıp başka bir memlekete , herşeyden ve herkesten vazgeçip Limon yetiştirmek için göç eder... Çünkü unutamadığı sevdiği , Ozan kendisine "Limon Çiçeğim" diye hitap ederdi. Hicran kendini topla bu kadar da olmaz dedirtti. Okurken çok sıkıldım şiirsel kısımları bana hitap etmedi. Romantik biri değilim o yüzden olsa gerek:) Belki de yaşla da alakalı bir durum muhtemelen lise yıllarımda okusaydım severdim. Yazarla tanışıp yollarımız ayrıldı. Kendilerini bir daha evimde ağırlamak istemiyorum. Dili yalındı ama konusu ağırdı. Bir gün bana birisi “Limon çiçeğim” diye hitap ederse; aklıma aşkı hakketmeyen Ozan gelecek. Kitabın ismi çok sempatik ama kendisi antipatik.
Limon ÇiçeğiBetül Şükür · P Kitap Yayıncılık · 201563 okunma
Hepimiz ölmek için geliyoruz dünyaya ama bunu düşünerek yaşayamıyoruz, bir sebep lazım, bir anlam lazım bu yüzden tutunabileceğimiz ne varsa sıkı sıkı sarılıyoruz, sebeplerden soyutlarsak kendimizi, bir anlam bulamazsak boşluğun, hiçliğin, saçmalığın ucundan kıyısından farkına varmaya başlıyoruz. Ve o hiçlik, o anlamsızlık sizi içine çekmeye bir
Kitapta ölüm ve intihar teması okurken inanılmaz gerdi. Kitaba bütün olarak baktığımda fena değil lakin : Okuyarak bir şey kazanamaz okumazsak da keybetmeyiz.
**Bana lütfen çiçek göndermeyin, benim kendi çiçeklerim var. *