''Biz insanlar, kurmacayla gerçeği birbirinden ayırmak konusunda oldukça kötüyüz. Bu farkı görmezden gelmek, bizim için bir hayatta kalma meselesi olmuş.Ama yine de aradaki farkı görmek isterseniz, çekilen acıya bakarak işe başlayabilirsiniz...''
Yuval Noah Harari'nin ''21. Yüzyıl İçin 21 Ders'' kitabından bu satırlar. Görmek isterseniz, çekilen acıya bakarak işe başlayabilirsiniz. Soner YALÇIN'ın ''Saklı Seçilmişler'' kitabını kaleme alışı kadar, onu okumak da; bir çeşit görmek istemek. Çekilen acıya bakarak araştırılmış, incelenmiş ve belgelenmiş olanı; dişini sıka sıka okumak, okuduğun an unutmak istemek.
Yıl 1991-1992. Ders: Sosyal Bilgiler. Hafızamda taptaze, canım ilkokul öğretmenimin gururla kurduğu ve söyleyiş tonunu bile hatırladığım şu cümle:
'' Türkiye kendi kendine yeten 7 ülkeden biridir...''
Şimdi aynı dersi ben anlatmaya kalksam, nerden ne aldığımızın çetelesini tutamayacağım kadar büyük bir ithalat yelpazesinin içinde kaybolurum. 175.868,45 ton. Tahminim değil; Tarım ve Orman Bakanlığı'nın 2018 ithalat verileri. Ayçekirdeğinden mısıra, nohuttan buğdaya. Peki gerçekte ne yiyoruz, beden ve ruh sağlığı olarak nereye gidiyoruz?
Biyolojik savaşı, psikolojik manipülasyonlarla lehine çeviren küresel gıda terörüne karşı tek gücümüz, tek umudumuz, tek şansımız; ulusal tarım politikası. Okuyucuyu ruhsal olarak da fazlaca zorlayan bu kitabı okuduktan sonra, her gıdanın yüzüne karşı sormak isteyeceksiniz. Sen gerçekten O musun?