🍃
Sesi kazağıma gömülü boğuk çıkıyor.
Gözlerini açıyor. Dünya da, çok çok yükseklerden bakıldığında bu mavi-yeşil tonlarındadır.
"Peki."
Yine kabartıyor gözlerini ve ben usulca şarkıya başlıyorum:
Bu kez bir ninni olarak kalacağını umuyorum. Bu kez rüzgarın duymayacağını..
Bu kez ne olur, sadece bu defalık bizsiz çekip gideceğini umuyorum.
..işte güzel rüzgar.
İşte iyi rüzgar, sevgilim çağırıyor beni.
..
Eğer kader umutlarınızı boşa çıkartmışsa daha fazla istememeyi de öğrenmişsinizdir.
🪶Joanne Harris
Kendi yüksekliğimi kaybetmişim.
Korkuyorum, bir sonraki andan ve duygularıma açılan bu pencereden.
Elimin unutkanlığına bir yaprak düştü:
Akasya yaprağı!
Annemin yüzünde titreyen ninni, kaybolmuş bir nağmenin kokusunu vermekte.
Pencereden,
Çocukluk duvarından, günbatımına bakıyorum.
“Ben, cesur ve masum canlıları asla öldürmem,” dedi, “fakat o cadının hiç merhameti yok. İnsanları tatlı şarkılarla ölüme çağırıyor. Bu ezgiler avcıları, ormanda tökezleyip düştükleri zaman soğuk karın uyuttuğu gibi uyutuyor, ninni gibi geliyor.”
Uyumadığım gecelerin sabahında, göz altlarımdan mor çocuklar doğardı...Mor çocuklarıma ninni söylerdi sabah ezanları..Fırtınada ters çevrilen şemsiyelere benzerdi duaya açılan avuçlarım! Avuçlarıma kar yağardı, kimi zaman tipi… Kaç kere avuçlarımda mahsur kaldım....
Bir ışık yakma bu satırlara aydınlanmasın sayfalar, annen sana hiç ninni söylemeyecek, kız çocuğu. Dün gece oğluma ninni söylüyordum. Güzel oğlum sadece ninniyle uyuyor, yaşı kaç olursa olsun ona hep ninni söyleyeceğim. Ona ninni söylerken kapının eşiginde bir ses duydum. Duyduğum sesin ne olduğuna bakmak için kapıyı açtığımda kapıya çökmüş seni gördüm. Oğluma söylediğim ninniyi dinlemissin ve dinlediğin yetmiyormuş gibi bir de uyuyakalmışsın. Bağıra çağıra uyandırdım seni. Korkarak gözlerini araladın. Oğlumun olduğu kata girmeni yasaklattım. Buna hakkın yok kız çocuğu. Sana hiç ninni söylemeyeceğim.
Taş Ev kitabının yorumu ile geldim
Nisan ayının bir diğer kitabı ile sizlerleyim. 2023 yılı basımlı 325 sayfadan oluşan Wattpad platformundan bizlerle buluşan bir kitap.
...Bazı insanların geleceği geçmişinden gelir...
⌂"Ünlü iş adamı Oktay Sürenoğlu sekreteri Deniz Çakır ile evlendi.
Bebek yıkandıktan sonra onu kayın ağacından yapılmış beşiğe yatırmak gerekir. Kayın ağacı yaratanın dünyaya ilk ve bizzat kendinin diktiği ağaçtır. Bu ağaçtan insan ırkı doğmuştur. Kayın ana kavramının kökü de buna dayanır. Hayat ağacı olarak da görevli olan kayın, gökyüzünden dünyaya gelen ruhlar için bir aracı görevi görür. İnsanlar göçtüklerinde yine onun içinden geçerek göğe varırlar. Kayın bu vesileyle bebeği göğe bağlı tutar. Onun ruhani tarafını güçlendirir. Bebeğin beşiği de bu nedenle havada asılı olmalıdır. Böylece bebek uykusunda göğe emanet edilmiş de olur.Bebek yatırılmadan önce yatağın ağacına süt ya da tereyağı sürülmelidir. Yatağın iyesi bu sunuyla beslenmiş olur. Bebek yatağa yatırılırken ona “Ulu kayın emanetisin! Yine ona emanetsin!” diyerek fısıldanır. Bebeğin kulağı hafifçe çekilerek yatağın tahtasına vurulur. Vurma işlemiyle yatağın iyesi uyandırılır, bebeğin kulağı yani söz dinleme yetisi yatağın iyesine devrolur. “Beşik iyesi güçlüdür, uzatır seni! Beşikten taşarsın, çınar eder seni!” denir. Ardından “Oo-oo-oo-o! Ee-ee-ee-e” sesleriyle ninni söylenir. Bu iki ses ağaçların büyürken çıkardığı sestir. Kökler uzayınca “Oo”, dallar ve gövde uzarken de “Ee” sesi çıkar. Kadim atalar bu nedenle “o” ve “e” seslerini ninni olarak mırıldanmayı daha uygun bulmuşlardır. Ayrıca bu sesin yardımıyla, nasıl ki ağaçlar köklerinden birbirine bağlı oluyorlarsa, çocuk da ailesine bağlı yetişir.
İnsanlarım, ah, benim insanlarım,
antenler yalan söylüyorsa,
yalan söylüyorsa rotatifler,
kitaplar yalan söylüyorsa,
beyaz perdede yalan söylüyorsa çıplak baldırları kızların,
dua yalan söylüyorsa,
ninni yalan söylüyorsa,
rüya yalan söylüyorsa,
meyhanede keman çalan yalan söylüyorsa,
yalan söylüyorsa umutsuz günlerin gecelerinde ayışığı,
söz yalan söylüyorsa,
ses yalan söylüyorsa,
ellerinizden geçinen
ve ellerinizden başka her şey
herkes yalan söylüyorsa,
elleriniz balçık gibi itaatli,
elleriniz karanlık gibi kör,
elleriniz çoban köpekleri gibi aptal olsun,
elleriniz isyan etmesin diyedir.
Ve zaten bu kadar az misafir kaldığımız
bu ölümlü, bu yaşanası dünyada
bu bezirgan saltanatı, bu zulüm bitmesin diyedir
🍂🌿
Yine bir yolculuğa çıkıyoruz
Yeni bir yolculuğa
Zaman ötesi zamanda
Ulvi bir vakitteyiz
Ve sanki biz, şimdi Asr-ı Saadetteyiz
İzhir ve celil otlarının o hoş kokusu yayılır
Mecenne sularının sesi gelir uzaktan
Şame ve Tufeyl dağları ninni söyler sahraya
Her şey uysaldır
Her şeyde nazlı bir gül edası
O'nun edası
Ve O'nun sohbeti