o rahvan atları anlaşılır kılan sabahlarda
göğsü kasvet sayrılarıyla çarpışıp
delişmen çocuklarını azdırırken dünya
şehrin çarşılarından esen telaş
hıçkırıklarla akşamı karşılayan bir aldanış gibi
babamın incinmiş sesine çökerdi.
yatağına ilk kez akan bir nehrin hırçınlığıyla
karın kapadığı damları temizleyendi babam.
bir nasihatin başlangıcındaki
Desem Ki vakitlerde bir Nisan akşamı
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
Senden kopardım çiçeklerin en solmasını
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm
Desem ki sen benim için;
Hava kadar lazım
Ekmek kadar mübarek
Su gibi aziz bir şeysin
Nimettensin, nimetimsin
düşünen insanlar
için bir zamanların teknoloji harikası
olarak bilinen Titanik gemisi bu tarihler bin 912 insanını
gösterdiğinde İngiltere'nin Şu an tam divanı'ndan New York istikametini bir
gemi hareket etti 17 binden fazla insanın emeği ile inşa edilen bu yolcu
gemisi zamanın en büyük gemisiydi gemi yapan Mühendisler bu geminin
1,5 ay önce başladığım seriyi bitirmenin ve rahatlamanın mutluluğunu yaşıyorum. Asla bitmeyecek gibiydi. Bu kitaptan kaynaklanan bir şey değil ama. Okurken RS saçmalığına girdim. Uzamasının sebebi bu bence.
-spoiler-
1. CİLT
Denizci olan Edmond Dantes, birinci kaptanın ölmesiyle onun yerine geçer ve gemiyi limana sağ salim yanaştırır. Kaptan
'Desem Ki' adlı şiirde "sen" diye hitap edilen güzel kadın, 'bir nisan akşamı' gibi en mutedil zamanda rüzgarların en ferahlatıcısının estiği;denizlerin en mavisinin seyredildiği;toprakların en bereketlisinin sürüldüğü yerdir.