Kızıl yapraklar hep bir olup dönüyorlar bir yerlerde, boğazımıza birer düğüm yerleştirmek için, sonra uzaktan uzağa hep bu düğümleri bilmemiz, bildirmemiz, yaşatmamız, öldürmemiz için. Konuklarız yani yeryüzünde, gökyüzünde verilmiş yaşam payında
Yaşamı kendilerine eklemeye, her şeyi her şeyi ele geçirmeye, kendilerine katmaya çalışıyor buradaki insanlar, bizlerse kör topal yaşama eklemlenmeye çalışıyoruz. Arada ayrım yok mu hiç?
Çöküşten şikâyet etmiyorum, dünyam zaten çökmek üzereydi, şikâyetim onun kendini yeniden inşa etmesinden, şikâyetim güçsüzlüğümden, şikâyetim doğmuş olmaktan, şikâyetim güneş ışığından kaynaklanıyor.
Gelme. Bir gün çok ihtiyacım olduğunda gelmeni rica edersem, hemen geleceğin umudunu bırak bana, ama şimdi gelme, nasılsa yine gitmek zorunda kalacaksın.
Ama çocuklar her şeyi ciddiye alıyor ve imkansızlığı fark etmiyorlar, bir şeyi devirmede on kere başarısız olabilirler ama bir dahaki denemelerinde başarılı olabileceklerine dair inançları vardır, daha önceki girişmelerinin başarısız olduğunun bile farkında değillerdir.