İşte bu ülkede, askeri yönetimin geçerli olduğu bir
dönemde devlet başkanı saçlarına çeki düzen vermek üzere
berbere gitmiş. Cuntanın başı olan generalin saçlarına
makasla müdahale eden berber bütün meslektaşları gibi
konuşkan biriymiş ve söz arasında "generalim,
" demiş
"demokrasiye ne zaman geçilecek?" Bu soruya general hiç
cevap vermemiş. Bir süre geçtikten sonra sorusunu
tekrarlamış berber: "Generalim, demokrasiye ne zaman
geçeceğiz?". Yine ses yok. Berber yılmamış traşın ilerleyendakikalarında aynı soruyu bir kaç kez daha yöneltmiş
generale. Ama yaverin sabrı taşmış ve bu tatsızlığa bir son
vermek gereği duymuş. Berbere dönerek: "Görmüyor musun?
Sorduğun soruya general cevap vermiyor. Sen berber bir
adamsın, işine bak, mesleğini icra et ve siyaset yapma!". Bu
sert müdahele karşısında berber gayet yumuşak cevap vermiş:
"Aman efendim, siyaset ne haddimize! Ben tıpkı sizin
buyurduğunuz gibi kendi işime bakıyorum ve mesleğimi icra
etmek için çabalıyorum. Zira, demokrasi kelimesini duyunca
generalin tüyleri tiken tiken oluyor. Saçları da fırça gibi ayağa
kalkınca benim mesleğimi icra etmem kolaylaşıyor, makası
daha ustalıkla kullanabiliyorum böylece. Yoksa memleket
demokrasiye geçmiş geçmemiş benim meselem değil."