"Ama sevginin zamanla ne olduğunu bilirim.
Türlü örnekleriyle gördüm nasıl sönüyor
Sevginin ateşi, pırıltılar,
Bir şey var sevginin alevleri içinde
Kendi kendini yiyen bir fitil, bir kömür var.
İlk hızını bir daha bulamıyor sevgi.
İyilik bile, bir sıtma ateşi gibi yükselip
Kendi aşırılığıyla öldürür kendini.
Hemen yapmalıyız ne yapmak istiyorsak.
Çünkü isteklerimiz değişebilir;
Düşer, duraklar eller, diller, raslantılar önünde.
Araya zaman girdi mi, can attığımız şey
Bir ah çekmeye, sıkıntılı bir iç boşaltmaya döner."
(Spoiler içerebilir.)
I.Bölüm: "Düşünmek, beklemek, oruç tutmak."
Her şey kusursuzkenki şüphe, daha fazlası olmalı düşüncesi, arayışta olmak. Bir sonuçtayken bir sebep aramak. Bu da bir açgözlülük müydü? Siddhartha bu his içinde olduğu için mi Ben'inden kurtulamıyordu?
Seyahat etti Siddhartha, kast sistemindeki yerinden vazgeçti, ormandaki keşişlerle dost oldu, yetmedi yolunu bulmuş olanla karşılaştı yolda: Buda.
Buda'nın öğretisinin tek bir kusuru vardı Siddhartha için, Buda'nın kendi yolu bir sırdı. Buda bir hedef gösteriyordu sadece ama Siddhartha o sırrı öğrenmek (yasak elma?), o sırra yolculuk etmek istiyordu. Eleştirdi ve terk etti ermişi.
II.Bölüm: "Giysiler, iskarpinler ve para pul." & III.Bölüm: "Beklemek, sabretmek, kulak verip dinlemek."
"Siddhartha; kendi yolunu mu, kendi mahvını mı buldu?"
49.sayfaya kitabı okumaktayken böyle bir notta bulunmuştum.
Zaman Siddhartha'ya gösterdi ki iyisiyle veya kötüsüyle kendi yolunda yürümüştü: Günahın tadına bakmıştı, tövbe etmeyi öğrenmişti ve böyle "erişmişti" ırmağın sırlarına.
Fakat zaman ben okur için gösterdi ki mahvını buldu Siddhartha. İstemsizce rahatsız oldum Siddhartha'nın yolculuğundan, temiz şeyleri kirletmekle kalmıyor bir de bir arayışın lekesiz olamayacağını yüzüme haykırıyormuş gibi hissetmekten kendimi alamadım.
Halbuki arayış saflık için, saf olmak değil midir?
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202038bin okunma
"Atman kendi içinde değil miydi onun, yüreğinde o gerçek, o ilk pınar akmıyor muydu? Onu bulmak gerekiyor, kendi Ben'inde bu asıl pınarı bulmak, onu bulup özümlemek gerekiyordu! Başka türlüsü aramaktı yalnız, dolambaçlı yoldu, yolunu şaşırmaktı."
"Bazen bir sevgili için her şey bırakılır, yüzbaşım. İnsan bir öfke anında arkadaşını, bir buhran dakikasında kendisini öldürebildiği gibi, aşk denen hastalığın şiddetlendiği bir sırada da istikbalini, halini, mazisini, her şeyini feda edebilir."
"En mutlu insanlar belki de baca temizleyicileridir
öyle dar, öyle karanlık bir yerdedirler ki
yüreklerini geniş,
dayanıklı, aydınlık tutmak zorundadırlar buna yükümlü sayarlar kendilerini
baca temizleyicileri
başkalarını sevmekle kalmaz
başkalarınca sevilirler aynı zamanda
çünkü herkesi düşünmeyecek kadar mutlu herkes tarafından düşünülmeyecek kadar mutludurlar."