"Büyünce iyi kalpli ve yakışıklı bir adam olacaksın Alfie," diyerek oğlunu alnından öptü. "Tıpkı baban gibi. Şu an burada bizimle olsaydı gurur duyardı."
Ama onlarla değildi tabii. Mektup yazmıyor, telgraf yollamıyor, yirmi numaradan Jack Tamorin ya da on sekiz numaradan Arthur Morris gibilerin aksine, izin alıp evini ziyaret etmiyordu. Margie, Alfie'ye babasının gizli görevinin savaşın daha erken bitmesini sağlayacağını söyleyip duruyorsa da, Alfie bunun tek kelimesine bile inanmıyordu
Babasının öldüğünü biliyordu o...