Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

nosthalgia

-gayriihtiyari feminizm üstüne düşünceler- eski dönemlerde, belki on yıl evveline dek, kadınların çalışması ayıp, yasak görülürken şimdi de çalışmaması ayıp yasak olarak kabul görüyor. demek ki ideolojiler, hatta akımlar, bazı modalar gibi kılık değiştiriyor ancak herhalukarda ifsad etmeye odaklı olarak ilerliyor. feminizmin ilkel halini çok
Reklam
görev veren başkaları, kendilik değil.
Karadeniz'de gemilerin mi battı, Ağzını bıçaklar açmaz, Üzüntüdesin gayet. Sen sızlanmışın çok mu, Bize edebiyat öğretmeni anlattı: Neyler bile etmiş şikâyet. Baktın ki olacak gibi değil,

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
sosyal medya izni alarak, anne babalardan onay ve imza alarak dahi olsa öğrencileri paylaşan öğretmen görevden alınmalıdır. hatta sınıf grubunda paylaşan öğretmen dahi görevden alınmalıdır. çocuğun bir fotoğrafı varsa ilgili velilerle paylaşılır biter. dans etmek eğer öğreteceği dersin ana konusu değilken dans ederek çocukları dahil ettiğini düşünen öğretmen varsa görevden alınmalıdır. okul pavyon mu? anne babalar, on tane evladı dahi olsa her çocuklarında tekrar o anın acemi annesi, babası olurlar. profesyonel olan öğretmendir, sorumlu tutulması gereken de o olmalı.
topluluklardan kopuk olmamak, kişinin farkındalığını arttırdığı için dahi bir fayda sağlıyor. örneğin burada olmak, okuduğunu anlamayan, okuduğunun içinde her sorusunun, her siteminin yanıtını göremeyecek, gördüğünü okuyamayacak, okuduğunu anlayamayacak insanlarla dolu olduğunu göstermesi bakımından ortalamayı hatırlatıyor.
Reklam
arapça konuşan türk görünce yüzüne şamarı yapıştırmak istiyorum. kifayetsiz türkçe neyine yetmiyor, aklına fazla mı geldi? kabın mı küçük? dindar olmayı arap olmak sananları görünce büyük bir öfke kaplıyor. acaba bu kapsızları nasıl eğitebiliriz?
arda güler röportajı hakkında, üzerine çalışılmış bir metin dahi olsa, birleştirici bir dili işitmek inanılmaz iyi geldi. çocuk daha on dokuzunda kapsayıcı tavır içinde. " çok yetenekli, çok zeki çocuklar görüyorum, yeni jenerasyon çok güzel" diyor. senin gibi olmak isteyenlere ne dersin diyor " çok çalışsınlar onlar da yapabilir, aslan gibi gençler var" nevinden konuşuyor. bir başkası olsa " çok da kolay değil, ulaşamazlarsa üzülmesinler" falan diyebilirdi. herkes, istediği her şeyi yapabilir. kuçuradi çok basit bir ilkeyi hatırlatıyor bize, " bir şeyi istiyorsanız ve gerektirdiklerini de yapıyorsanız ona ulaşırsınız" evet, bu kadar. çok havadan, milyon kere tekrara uğramış tesirini yitirmiş gözüküyor ancak tekrar yıkandı, parladı gözümde. buna inanıyorum, herkes istediği her şeyi başarabilir. insanda güçlü, çok kıymetli bir cevher var.
komple her yer artık twitter. twitter dili etkiliyor yani varlığımızı. olaylara bakışımızı, mizahımızı, öfkemizi, neşemizi, endişemizi belirliyor hatta. bütün sosyal medya hesapları twitter'a dönüştü, oradan çıkınca gerçek hayattaki konuşma dili de buna evrildi. normal iletişim denen şey de kerteriz noktasını sosyal medya kabul ediyor gibi. e zaten hepsi kurgu, çalıştığımız uydurma şeyler üzerine, keyfi okuduğumuz zaten kurmaca, üstüne konuştuğumuz kurgu, üzerimize konuşulan yerler de kurgunun, kurmacanın kendisinin başka bir şey değil. bu basitlik insanı deli eder, yaşadım, çabaladım, ne bileyim daha da yaşama arzusu var yoğun üstelik. daha ulvi bir şey için olmalı, din böyle idrak edildi. her şey çok açık, çok içindeyiz, öyle içindeyiz ki görmesi zor, nefes alması zor. uğruna yaşanacak gibi değil, uğruna da öldürecek cinsten.
insanlar önemli bir şey söylüyor sanıyorsun, çok kıymetli şeyler dökülüyor ağzından. hatta onlar öyle değerli ki hepsi ağzından dökülen kadar değil, o dökülenler anlatmak istedikleri için yetersiz daha yüce bir dil gerekli ama ona sahip değiller, bu dil henüz var olmamış gibi düşünürsün. büyüyünce geçiyor, kimse öyle çok da iyi şeyler söylemiyor, iyi şeyler var hepsi bu.
egg-cited bazen yapamadığın espriyi duyunca ağlarsın
Reklam
telaşsız, sakin insanlar siz olmasanız var ya buralar cehennem
elhamdülillah yaş alıyorum heralde hep bi öğüt verme arzusundayım
abartılmış bi balon olan, cisim harici neredeyse hiçbir haltı anlamayan köylü için enstitüleri neden bu denli abartılmış diye baktım. beş senelik ilkokul eğitimi üstüne beş senelik bir enstitü eğitimi almışlar. hep bir işgücü ve okuryazarlık ihtiyacına yönelik düzenlenmiş. bir şart olarak da bu beş senelik eğitimi bitiren mutlaka öğretmenlik yapma şartıyla seçilirmiş.
biraz da ciddi şeyler ilkokul kitapları ilkokul düzeyindeki öğrencilere uygun mu? müfredat yahut yeni adıyla öğretim programı sahiden de yanlış mı planlanmış? öğrencilerin, talebe olduğunu söyleyebilir miyiz? eğitim sistemini gece-gündüz eleştirmek neye dahil? eleştirenlerin gerçek bir isnadı var mı? pisa, tims, kanguru soruları bizim eğitim
1.868 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.