Hiçbir şey bilmeyen hicbir şeyi sevemez.
Hiçbir şey yapamayan hiçbir şey anlamaz.
Hiçbir şey anlamaya değersizdir. Oysa anlayan kişi ayni zamanda sever, farkına varır, görür... Bir şeyin aslında ne kadar bilgi varsa o kadar sevgi vardır.
Yetmiş iki yıl boyunca önemsediğim tek insan o oldu, her şeyi anlattığım tek insan: böbürlenmeler, nefretler, neşeler, acımasız düş kırıklıkları, hepsi iç içe. Artık eskisi kadar sık düşünmüyorum onu ama zaman zaman düşüncelerimde sihirli bir şekilde beliriveriyor. Üzerimde bıraktığı izler silinemez oldu.