Ama öyle kötü günler yaşıyoruz ki şimdi,
İnsan ne yaptığını bilmeden hain oluveriyor.
Neden korktuğumuzu bilmeden kuşkular içindeyiz.
Azmış kudurmuş bir denizin ortasında
Sağa sola boşuna yalpa vurup
Olduğumuz yerde sayar gibiyiz.
Sen masum bilinmezliğinle kal, bir tanem:
İş bitirilince alkışlarsın... Gel ey gece,
Kirpikleri kavuşturan karanlık,
Bağla gözlerini yumuşak yürekli gündüzün.
Görünmez kanlı ellerinle yırt at,
Uykularımı kaçıran varlığın kader yazısını.
Gün soluyor; karga çal kanat gidiyor kara ormana,
Gündüzün iyi kulları boyunlarını büküp
Uykulara dalmak üzereler, gecenin kara güçleri
Avlarının üstüne saldırmaya hazırlanırken. Sözlerim şaşırtıyor seni, ama merak etme:
Kötülükle başlayan kötülükle sağlamlaşır.
Haydi artık, sevgilim, gel benimle...
Yüzün bir kitaptır unutma;
İçinden korkulu bir şeyler okuyabilir insan.
Bakışın, ellerin, dillerin gülsün;
Yüzünden lekesiz bir çiçek ol,
İçinden zehirli bir yılan.
Sen de gel, karanlık gece;
En kara cehennem dumanlarına sarın da gel,
Gel ki görmesin açacağı yarayı
Keskin hançerimin gözü bile.
Karanlık göklerden hiçbir ışık sızıp da
“Dur! Vurma!” diyemesin bana!