Başlangıçtan itibaren, kavranamaz bir özgürlüğü, düşüncesizliği, temkinsizliği, yürekliliği ve neşeyi tatmak için cehaletimizi sürdürecek düzeni nasıl kuruyoruz?!
...insanoğlu yoğun bir güven duyma gereksinimi içindedir; kararlarını vermede uyguladığı yöntemin doğru olup olmadığı konusunda kuşku duymanın gereksiz olduğuna inanmak ister. Hatta, "doğru" kararı verip onun geçerliliği konusunda kuşku duyarak işkence çekmektense, güven duyarak "yanlış" karar vermeyi yeğler. İnsanın tapımlara ve siyasal liderlere inanmasının ardında yatan ruhbilimsel nedenlerden biri budur.
Umut hakkında ne söyler ya da ne düşünürsek düşünelim, yaşam için harekete geçme ya da tasarı oluşturmadaki yetersizliğimiz, umutsuzluğumuzu ele veriyor.