Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nuran Şevval Antepli

Nuran Şevval Antepli
@nuransevvalantepli
7 okur puanı
Mart 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Nâzım gibi insanlar nerede olurlarsa olsunlar, hiçbir zaman yabancı değillerdi: yürekleri uluslararası pasaportlarıdır onların. Nâzım'ın tarihte oynadığı rol, onun için önceden yazılmıştı. Bir tek, böyle önceden yazılmış bir rol dahice oynanabilirdi. Yevgeni Yevtuşenko Şubat 1998
Reklam
Romantik Komünist
Romantik KomünistEdward Timms
9/10 · 64 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Gözüyle Kartal Avlayan Yazar: Yaşar Kemal
Gözüyle Kartal Avlayan Yazar: Yaşar KemalZülfü Livaneli
8.7/10 · 2.328 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yaşar Kemal'e konuşurken saatler akıp gitmiş. Sular kararmaya başlamış. Balkondaki rüzgârgülü fırıl fırıl dönüyor. Kalkmadan önce gözüm şöminenin üstüne asılmış olan el yazısına ilişiyor: "İnsan var karartır ak gündüzü/ İnsan var ağartır gecemizi." Altında Sabahattin Eyüboğlu imzası var.
Sayfa 175Kitabı okudu
Reklam
İşte söz sanatının gücü. Boşuna Kur'an "Oku!" emriyle, İncil "Önce söz vardı!" cümlesiyle başlamıyor. Önce söz vardı, sonra da söz olacak.
Sayfa 171Kitabı okudu
Ne yazık ki beyin gücü, kas gücü kadar kolay görülmez. Beynin de aynen kas gibi çalıştırılmaya, geliştirilmeye ihtiyacı olduğunu kavramak zordur. Bu nedenle, ömrünü metotlu düşünceye ve kültüre adamış bir yazı adamının karşısında, kendi basit mantığını sergileyen herkes, bunu bir "kişisel hak" sayar. "Onun fikri o, benimki de bu!" diyerek, kendi aklını beğenir. Oysa aynı kişiye, Naim Süleymanoğlu ile halter kaldırma yarışına girmeyi önerseniz, delirdiğinizi düşünür. Çünkü Naim Süleymanoğlu'nun güçlü adalelerini ve bunun yarattığı sonuçları görmekte ama bir düşünce ustasının beyin kıvrımlarına gömülü hazineyi fark edememektir. Bu yüzden bir değeri takdir edebilmek, ancak belli bir düzeye gelmiş olmakla mümkündür.
Sayfa 130Kitabı okudu
Son bir söz de Yaşar Kemal'e yüklenen sanatçı dostlara... Bırakalım bu sözü de Pir Sultan Abdal söylesin: "Yağmur gibi yağar başıma taşlar, ille dostun gülü yaralar beni."
Sayfa 109Kitabı okudu
O zaman Doktor'un aklına, biraz sonra arkadaşlarına da söylemeyi düşündüğü bir benzetme geldi. Çocukken hepsi topaç çevirmişti. Topaç fırıl fırıl dönerken en son hıza geldiği zaman dönmüyormuş gibi görünürdü. Topaç uyudu derlerdi buna. Uyuyan topaç bir süre sonra yalpalamaya başlar ve iple tekrar vurulup canlandırılmazsa kaçınılmaz olarak düşerdi. Yanni'nin topacı gibiyiz, diye düşündü Doktor, hiçbir şey olmuyormuş gibi görünüyor, topaç uyudu, biz uyuyoruz. Allah sonumuzu hayra getirsin.
Sayfa 236Kitabı okudu
Reklam
"Bu adamın ölüm korkusundan kurtulmasının tek yolu var ,diye düşündü,o da ölmesi."
Sayfa 138Kitabı okudu
"Yine büyükannesinin çok sık tekrarladığı insanoğlu çiğ süt emmiştir ifadesini hatırladı. Kaynar süt içse ne değişecekti ki,insan insandı işte."
"Fakat nihayetinde zaman her şeyin ilacı ve tüm duyguların etkisini azaltacak özel bir güce sahip. Ölümün yaklaştığını siyah gölgesini yolunuza düşürdüğünü hissedersiniz o zaman etrafınızdaki şeylerin rengi solar, size fazla bir şey ifade etmemeye başlarlar, tehlikeli güçlerini kaybederler."
"Çünkü yaş almak ışık-gölge oyununa benzer, kıyafetler de bu çehreyi her seferinde farklı gösteren çerçevelerdir."
"Güllere gıpta ettiren her gülüşü gönüllere ferah vermiyor da devleri korkutan her yüz buruşturması gözlere batıyor."
Reklam
"İnsan bir garip hayvandır,her şeye alışır, her alışmadığı şeyden korkar. Hatta bazen o kadar korkar ki,ölümü örneğin dünyada en çok fanilikle bilinen ikbalden ayrılmaya bile tercih eder. Kuvvetle olasıdır,ölüm korkusunun bütün insanlığı kapsaması da ölümün bir kişiye bir kez gelmesi bakımından alışkanlığa olanak vermemesindendir."
"İnsan her adımını mezardan uzaklaştırmak için atar,yine her adımda mezara bir adım daha yaklaşır. Nitekim her nefesini hayatını uzatmak için alır. Yine her nefeste hayatından bir nefeslik zaman azalır. "
Acı çekmek ne demekmiş asıl şimdi anlıyordum. Acı çekmek bayılana dek dayak yemek değildi. Ayaktaki cam kesiğine eczanede dikiş attırmak değildi. Asıl acı, kalbi baştan aşağı sancılara boğan ,insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi. Kolları, başı hep dermansız bırakan, yastıkta öbür yana dönme isteğini bile söndüren bir şey.
Sayfa 169Kitabı okudu