Bir hissin vuruşu diğerini takip ederken, bitkin bir çanın çıkardığı sesi çıkarmayacağız. Çocuklar, şimdiye kadar hayatlarımız çalan çanlar oldu; feryatlar ve övünmeler; çaresizlikle ağlamalar; bahçede enseye vuran rüzgarlar oldu.
Elimde bir bitki sapı tutuyorum. Bitki sapı olan benim. Köklerim, dünyanın ta derinlerine uzanıyor; tuğla döşeli kuru toprağa, kurşun ve gümüş damarlı nemli toprağa. Tamamen liften ibaretim. Tüm titreşimler beni sarsıyor ve dünyanın ağırlığı, kaburgalarıma baskı uyguluyor.
Kimi zaman, bu bayların yapılanları, işçiler için fazla buldukları bile söylenebilir. Bu baylar, Marx'ın işçiler için en iyi şeylerin bile gerektiği kadar iyi olmadığını ve mükemmel olmayan bir şeyi işçilere sunmanın bir cürüm sayılması gerektiğini düşündüğünü bilselerdi acaba ne yaparlardı!
Çünkü, ne hikmetse, insan ilişkilerine olan güvenimizi tam yitirmişken, rastgele dizilmiş ahırlar ve ağaçlar ya da bir saman balyası ve bir yük arabası, ulaşılamaz olana dair öyle mükemmel bir alamet sunarlar ki bize, tekrar aramaya başlarız onu.