Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Endişe ile beslenen ruhî hayat, kendisini doğuran endişeyi de daimî surette artırır. Sorumluluk, düşünme faliyetini doğurur ve insan düşündükçe, yapacağı hareket karşısında duyduğu sorumluluk da o kadar büyür.
Servet, hırslar, muvaffakiyetler, bu da ne? Bir çanak çirkef için iki it hırlaşıyor; kazanan bir şey bulmıyacak.
Reklam
Ağlayabilenler ne bahtiyardır! Onlar asla bedbin değildirler. Felaket her zaman zannedildiği gibi fena değildir...
Kendi dileğini alemin dileği yapmaya çalışmak, alemin sonsuzluğa uzanan hareketlerine engel koymaktır, kainatın hürriyetine set çekmeyi istemektir. Aksine olarak alemin dileğini kendi dileği yapmak istemek, alemin kalbini kendi varlığına sığdırmaya çalışmak: İşte gerçek ve hür hareket yolunda ilerleyiş bununla oluyor.
Hareket ediyorum, lakin hareket nedir bilmiyorum. Yaşamak istiyor değilim. Kim olduğumu, hatta var olduğumu hakkiyle bilmiyorum. Bende dalgalanan bu varlık tezahürü, bu bir gölgenin silik ve yakalanmaz hareketleri, işitiyorum ki bunlar kendilerinde ebediyen ağır bir mesuliyet taşıyorlar; deniliyor ve hatta kan pahasına bile yokluğu ele geçiremem; çünkü o artık benim için yok olmuştur. Demek ki hayata mahkum oldum, ebediliğe mahkum oldum! Nasıl ve ne hakla? Bunu önceden ne bilmiş, ne de istemiştim.
Tellerine bazı yenilerini de ilave ettiğimiz bu eski sazın terennümlerini dinleyecek kulak varsa, onda kırık bir kalbin akislerinden başka bir şey duymayacaktır.
Reklam
Ama insan niçin düşünür, nasıl hisseder? Dimağ ve kalp birbirleriyle anlaşarak birlikte çalıştıkları zaman nasıl eser meydana geliyor?
Düşüncenin hürriyete kavuşması dıştan gelen otoritelerden sıyrılmak ve içten gelen ihtiraslardan korunmak sayesinde kabildir.
Sayfa 88
Bugünün genci idealsizdir; hayalden kaçar. Realitenin sahibi olmak azmindedir. Zira onu yetiştirenler, geçmiş zamanın idealist nesillerini, hasta, hayalperest diye damgaladılar. Fuzulî, mektepte öldürüldü.
Sayfa 85
Bir insanın bir hayvana, bir âlimin bir cahile, bir velînin bir şerire esir olduğunu düşününüz. İşte bugünkü ilk öğretim sistemi ve bütün tahsil, tamamen bu fecaatin tablosunu ortaya koymaktadır.
Sayfa 78
Reklam
"Kime karşı olursa olsun, her düşmanlık mutlaka kendimize düşmanlıktır."
Sayfa 75
Eğitimci,tohum olmak için toprağa girmenin zevkini yaşamalıdır
Şşş Nurettin Topçu.. Bugün de şov yapacak bir şeyler bulduk :)
Siyaset, millî tarihin çizdiği yoldan ayrılmış, milletinin tarihî karakterini kaybetmişse, bundan mesul olan muallimdir. Yüreklerin merhametsizliğinden, hislerin bayağılığından ve iradelerin gevşekliğinden bir mesul aranırsa; o da muallimdir. Yalnız kaldığımız yerde yalnızlığımızın mesulü o, imanların zayıfladığı devirlerde bu gevşemenin mesulü yine onlardır..
Sayfa 74
Devlet adamı, muallimin emrinde bulunduğu müddetçe cemaat ikbâl hâlinde yaşadı. Muallim, devlet adamının bendesi olduğu zaman, cemaat bozuldu, felâketler baş gösterdi.
Sayfa 73
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.