Heyecan ve merak ile Anadolu'nun kasabalarında dolaşır, insanları ile konuşur gibi okunan bir kitap. Yarım kaldı gibi , olsaydı daha okurdum...
"Remzi Tavdemir'in içini ince bir sızı gibi ağırdan bir hüzün sardı.Karamsarlık geldi karanlık, ağır bir su gibi yüreğine oturdu.Bu yalnız kuş uçmaz kervan geçmez kasabaları görünce hep böyle olurdu. Dünyadan kopar bir sonsuzluk içinde uçsuz bucaksız gider gider, sonsuzluğun acısında, sonsuzluğunda , yokluğunda erirdi . Şimdi iyice merak ediyordu kasabayı. Korkuya benzer , yılgınlığı, yarı uykulu bir halde bulunarak. Bir kasabanın başına ne gelebilir ki de, içine kimse girmez onun."