çağlayanlar bile hararetlidir buğday başağının açlığıdır ufuklar siperleri aşıklar mı doldurmalıydı zalimler mi neden böyle hıçkırıklı, umutlar
Bir Kaf Dağı kalmıştı varlığından bihaber Seni görünce, o da tutuşup yandı gülüm
Reklam
Oysa aşk, karanlıkta ölümcül bir hülyadır.
sana giden yolların kavşağında bir adam direniyor izini bulmak için siliyor tan yerine akan alın terini ufkunda sapsarı umudun rengi mavi yitik, beyaz kızgın ve siyah arıyor sessizce kaybolan günlerini
biz gitsek de, İstanbul'da yine de yıllar yılı gezinmeli bu sızı benden bir yaralı şiir kalmalı senden bir tebessüm, bir de kırmızı
Bütün zindanları yıkarak birer birer Gözlerin çağırıyor beni
Reklam
Hangi yağmur damlası ışıldıyor kalbimin Gökleri aradığı günün gecelerinde Görkemli bir çocuk mu bekliyorsun ey zaman Yürüyen mi aralar güneşin perdesini Avucunda baharı duran mı biriktirir Kim kırdı bilir misin gönül penceresini
"Neydin sen?!. Bir rüzgâr mıydın da, şöyle bir esip geçtin? Bir ayna mıydın ki gözlerimi kaybettim içinde ve şimdi ne seni, ne de kendimi görebiliyorum? Neydin sen?!"
"Allah'ım onu bir gül gibi baharımda tut . . ."
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.