her birimizin birey olarak başlangıcı ve sonu vardır ama akışın bütününde nerede olduğumuzua dair bireysel kanaatimiz yoktur. bu sebeple bilincimiz sürekli tamamlanmaya ihtiyaç duyar. farkinda olalim veya olmayalim bu tamamlanma ihtiyaci bizi varoluşun anlamina dair sürekli meraka sevk eder
Kant'a göre, nihai ve indirgenemez yüklem türleri olarak kategoriler, "varlık tarzları"nı değil de, sadece nihai ve en yüksek "kavrayış (idrak) tarzları"nı, gerçekliği idrak etme, kavrama şekillerimizi ifade eder.
modern Avrupa genellikle reform- rönesans ile başlayan ve roma- yunan kültürü- hristiyanlık esaslı bir oluşum süreci ve dünya tarihinde eşi benzeri görülmedik, biricik ve tamanen kendi iç dinamiklerinin bir dönüşümü neticesinde ortaya çıkan bir fenomen olarak görülmektedir. (?)