77 syf.
·
Not rated
Şükrü Erbaş! Kendisiyle henüz taptaze (16 Ocak 2022 Nusaybin Bênav Cafe) görüşme ve tanışma şansına sahip oldum. Saygının en safta yer aldığı varlığıyla, kendisinden nice şiirler dinledim, hissettim, yoğruldum… Kalemiyle acının üstadı olarak nitelendirdiğim Erbaş, “Otların Uğultusu Altında” adlı kitabı ile her daim benim açımdan orijinaldir keza ne yeri doldurulur ne de başka bir kitapla mukayese edilir. Zira, evimin içindekilerini, tüm yaşanmışlıklarımı kim Erbaş’a söyledi de bunu kaleme alıp kitaplaştırmış, nasıl olur da her satır, her cümle, tüm harfler de kendimi görüyor, beni bu kadar eşitliyor, etkiliyor… Her sayfayı çevirdikçe aheste aheste düşündüm ve okudum, okudukça da tekrarlara sığındım, hissettikçe günaha girdim, özledikçe toprağın kokusunu tane tane tüm ruhuma dokundurdum. Kokunun fotoğrafını hatıralarımda aradım, aradım, aradım… Sesin, boşluğun, dokunuşun…fotoğraflarını bayat bir yaşamdan çıplak benliğime yapıştırdım. Oysa bir kez daha, birer kez daha öğrendim ki sadece acıyla besleniyormuşuz. Hatta ve hatta anlam verdiğimiz tüm kelimelere ait olan her şey de bile yalnızca acı olduğunu. Erbaş, Erbaş, Erbaş… Bu kitabıyla; ne çok suskunluk bıraktırdı, yoğun elemi zindeleştirdi, hem arada kalmışlık, biraz hiçlik, çok nedensizlik ve nereye gittiğini bilmemezlik…okudukça duygudan duyguya büründüm, uçmayı unutan bir kuş olup kanatlandım, yine kanlandım, yine kederlendim… Bu alıntı ile kapatıyorum: “Babam otuz beş yıldır gelmiyor Annem otuz beş yıldır ölüme inanmıyor.”
Otların Uğultusu Altında
Otların Uğultusu AltındaŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20244,065 okunma
160 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 7 days
Huzursuzluk
İnceleme yapmadan önce hiçbir inceleme okumadım. Belki okumam ve başka okurların da düşüncelerini sentezleyerek bir inceleme yapmam gerekirdi ancak sadece kendi düşüncelerim olsun istedim. Sonrasında başka incelemeleri (olumlu ve olumsuz) de okuyup incelemeye ekleme yapmayı planlıyorum. Bu kitapla ve genel olarak Livaneli ile ilgili iki okur tipi
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2017100.4k okunma
Reklam
Ah kadın, Cizre miydi adın Şırnak mı Nusaybin de olabilir hadi sen söyle
Bir anne ve baba için evladını yangın yerine göndermek kolay değildi. Şu an Silopi, Cizre, Şırnak, Nusaybin ve Yüksekova'da görev yapan silah arkadaşlarımın ailelerinin ne durumda olduğunu tahmin edersiniz. Anne, baba, kardeş, eş ve çocukların uykusuz geceler geçirdiklerini, gülmeyi unuttuklarını, yediğinden ve içtiğinden tat alamadıklarını biliyordum. Kulakları telefon sesinde, gözleri haber programlarındaydı. Bu duyguları da evinde asker, polis ve köy koruyucusu olanlar anlardı.
Sayfa 161Kitabı okudu
“Eee, Reisim, Cumhuriyet Türkiyesi'nde vatanın her karış top­rağı bizim doğup büyüdüğümüz yerdir. Vatanın her köşesi baba ocağımızdır." Oradakiler, Kaymakam'ın bir ara Nusaybin'e tayini haberi çıkınca başkenti boylayıp işini düzelttiğini bilmemezliğe gelirlerdi.
Mem Ararat
Bu uzun yol götürür Nusaybin'e Bir tas duru su içtim içten yürekten Allah biliyor ki bu bulutlar üstümüze ağlayacaklar Keşke kanatlarım olsaydı da gidebilseydim Ellerimi uzatabilseydim güneşe kadar Ne edeyim, kan bulaşmış gülün yaprağına Ew rêça ku dirêj dibe li Nisêbînê Tasek ava sipî vexwar ji dil û can Xwedê zane ev ewr ew ê bi ser me de bigirî Xwezî basikê min heba û biçûma Min deste xwe dirêj kira heta tavê Çi bikim xwîn gihiştiye pelê gulê.
Reklam
366 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.