Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.29
Aegish
Aegish
@nyxinsarkisi
Gehî vuslatta âşık, gâh mechûr. Bu dünyadır gehî matem.. gehî sûr.
Ftr ● bookstagram
Gü
Kıbrıs
istanbul
39 okur puanı
Mayıs 2022 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
* İskemlede Beş Ceset- Agatha Christie
Yasaklı bir aşk? Bir ihanet planı? Eski eşin ortaya çıkması,bir dedektifin itibarını mahvetmek için yapılan bir tuzak, binbir çeşit oyunlar ve entrikalar,miras,aile sorunları,kurbanlar ve vaadedilen kazançlar… Hepsi tek bir kitap ile karşımıza çıkıyor “İskemlede beş ceset”. Agatha hanımın bu kitabı yazarken neler düşündüğünü bilmek isterdim, nasıl bir odaklanma yaşadığını konuları tek tek nasıl işlediğini ve günün sonunda Mösyö Poirot’un yapboz delisi gibi bir oradan bir buradan tüm parçaları bir yerde toplayışı göz kamaştırıcıydı, mükemmeldi, tadı damağımda kaldı cinsinden bir kitaptı benim için. Kesinlikle tüm Agatha kitaplarını okumam gerektiğini anladım bu olayla şimdi biraz konuyu açalım, Agathanın nasıl bir goblen tablosu işler gibi işlediği kitaptan bir kaç alıntı yapacağım;
“Herhalde iskambil kağıtlarıyla oyun yapan hokkabazları seyrettiğiniz oldu. Adam,seyirciye bir kart uzatır. Bunun adı “zoraki koz’dur sanırım.”
“Evet, tabii”
Mösyö Poirot’un olayları tek tek ele almasına yarayan en büyük avantajı bence karakterin OKS’si olmasıydı aksi takdirde en en ufak detaylara dayanarak bu kadar az kuşku ile bulunabilecek nadir bir sonuç çıkıyordu ortaya ama onun ince zekası ve olayları bir bütün olarak ele alışı beni benden aldı kitabı bitirdiğimde gülümsüyordum, Q.X 912 Albert Chapmanın kim olduğu bulunamamıştı ancak dibinde bitmişti kendisinin bu beni gerçekten kahkaha krizine soktu
* Yabancı-Albert Camus
Sadece güneşin alnımda ki zonklayaşını ve belirsiz bir şekilde de, karşımdaki bıçaktan fışkırmaya devam edin parlak ışık kılıcını seziyordum. Bu yakıcı kılıç kirpiklerimi kemiriyor, acıyan gözlerimi oyuyordu. İşte o an, her şeyi titreşti. Denizden koyu ve ateşli bir soluk geldi. Sanki gökyüzü boydan boya yarılmış da ateş yağdırıyor gibi geldi. Bütün benliğim gerildi, tabancamın üzerindeki elim kasıldı. Tetik oynadı, kabzanın cilalı yüzü elime değdi. İşte her şey o an, o hem sert, hem sağır edici gürültünün içinde başladı. Teri de güneşi de silkeledim. Günün dengesini bozduğumu, üzerinde mutlu anılar geçirdiğim kumsalın olağanüstü sessizliğini mahvettiğimi anladım. O zaman, hareketsiz vücuda dört el ateş ettim, Kurşunlar birbiri peşi sıra bu vücuda gömüldü. Felaketin kapısına vurdum dört sert darbeydi sanki bunlar.
Bana çok makul ve ağzını çekip geren bir-iki tike rağmen sevimli biri gibi göründü. Hatta odadan çıkarken ona elimi bile uzatacaktım, ama adam öldürmüş olduğumu tam zamanında hatırladım
Artık bana ait olmayan bir hayatın bütün hatıraları başıma üşüşüverdi. Evet, bu hayat bana ait değildi ama en küçük ve en güçlü mutluluklarımı; sevdiğim mahalleyi, gökyüzünün akşamları aldığı her çeşit hali,Marie'nin gülüşlerini ve giysilerini o hayatta bulmuştum ben. Burada oluşumun lüzumsuzluğu birden bire canımı sıktı ve içinde yalnız bir tek şeyi çok sabırsızlık hissettim: bu işin bitmesi, hücreme ve uykuma dönmek.
Piyon |||
Genç Yetişkin distopyasına sahip bir evren, insanların numaralandırılması üzerine yaşam standartlarının belirlendiği 17 yaşından sonra verilen numaralar ile hayatlarına yöneticilerin karar verdiği bir yer olarak düşünebiliriz. Kurgu evrenimiz Amerika’nın 71 yıl sonraki geleceğine dayanmaktadır. | ,||,|||, |V,V,V|,V|| olarak 1 den 7 ye
Okur Takip Önerileri
Gölgeye Övgü
“Ben bile çağımızın bize sunduğu güzelliklerin fazlasıyla idrakindeyim. Artık ne söylersek söyleyelim, Japonya çoktan batının çizgisinden gitmeyi seçti, yaşlıları geride bırakmak ve ilerlemekten başka çaresi yok. Lakin tenimizin rengi değişmediği sürece, verdiğimiz kayıpları sonsuza kadar sırtımızda taşıyacağımızı kabul etmek
Yaldızlı Kemikler Tacı
* “ Ve kadimler temsilcisinin son temsilcisinin önünde diz çökün. Oki damarlarında Tanrıların Kralı’nın kanını taşımaktadır.Yeni Kraliçenizin önünde diz çökün.”
* Serimizin 3. Kitabına hoş geldiniz. Evet Poppy’e düzenlenen bir komplo olduğundan bahsetmiştik bir önceki post buradan devam edelim şimdi Aslında ilk gördüğü
Ten ve Ateş Krallığı
Serinin ikinci kitabında Poppy Castell’i bıçakladıktan sonra kaldıkları kalede kapana kısılıyor. Henüz Castell’in kendisine karşı olan planlarından bir haber olan Poppy kendisinin bir pazarlığa karşı koz olarak kullanılacağını ya da sürekli öldürüleceğini düşündüğü için obsesif davranıyor ancak Castell’in ona karşı yapılan
Elf Kralı ile Anlaşma
Elf Kralı ile Anlaşma
Luella kendi halinde farmakolojik bilgilere sahip bir bitki bilimcidir. Hayatında hiç özel güçlere sahip olmamış olan birisi olarak hayatına devam etmektedir ta ki Elf kralı Eldas kasabasına gelene kadar.
Elf Kralı ile uzun süre önce anlaşma yapmış olan insanlar her İnsan Kraliçe ölümünde güç başka bir İnsan Kraliçeye devredilmektedir ve Kraliçe, Elf kralı ile evlenmek zorundadır.
Dünyaları birbirinden ayıran perdelerin gücü gün geçtikçe azalmaktadır. Bu diyarlar Ötediyar, Tabii Dünya ve Orta diyar olarak 3’e ayrılmaktadır yanlış hatırlamıyorsam. İnsan Kraliçe Ortadiyarda yaşamı getirmek zorundadır çünkü oluşturulan bu diyar tamamen büyü gücü üzerine kurulmuştur. İnsan Kraliçenin gücü elf diyarında huzuru ve baharı getiriyor olsa bile kendi yaşam özünden hızlıca büyüsü çekilmektedir yani yavaş yavaş insan kraliçe ölmektedir.
İnsan Kraliçe’nin varlığını bitirmek ve diyarlara huzur getirmek için zeki Luella bu problemi ortadan kaldıracak son insan kraliçedir.
Okuması keyiflendiren masalsı anlatımı hoşuma gitti. Yer yer aşırı cringe olduğumu söyleyemeden geçemeyeceğim. +18 üstü sahneler çıkarılsa direkt Disney fantasia 2000 tarzı bir çizgi filme bile dönüştürülebilir güzeldi yani tek günde bitirmelik, çıtır,çerez bir kitap
#okudum #öneriyorum
Karanlığın Dokunuşu
Karanlığın Dokunuşu
Persephone, Demeterin kızı olmasına rağmen bahar tanrıçası güçlerine sahip değildir. Annesi gibi çiçekler büyütemez veya bir çölü ormana dönüştürecek güce sahip değildir. Güçlerinin yaşamın tam tersi olması nedeniyle annesi onu göz önünden saklamış ve bir süre yanında tutmaya çalışmıştır ancak işler Demeterin istediği gibi gitmemektedir.
Persephone New Athens’e taşındıktan sonra üniversite ve staj hayatına alışmaya başlamıştır,mütevazi bir hayat sürüyor aynı zamanda gazetecilik yapıyordur.Almış olduğu işi kutlamak için bir gün arkadaşı ile eğlenmek adına bir gece clubüne gitmek üzere yola çıkarlar Nevernighta ulaştıklarında Persephone kendisini bir kumar masasında bulur.
Poker masasında görmeyi tahmin edemeyeceği biriyle karşılaşır ölüler tanrısı Hades, Persephone ile oynadıkları oyun sonrası Ölüler Tanrısı anlaşmanın şartlarını açıklamıştır.
En sevdiği bahislerinde imkansız şeyler olduğu söyleniyordu. Hades’le tanışmasının ardından, Persephone kendini Ölüler Tanrısı ile bir anlaşmanın içinde buldu ve bu anlaşmanın şartları imkansızdı.Persephone ya Yeraltı Dünyası’nda hayat yaratacaktı ya da özgürlüğünü ebediyen yitirecekti. Ancak Persephone için yolunda gitmeyen bir şeyler vardı küçüklüğünden beri dokunduğu çiçekler kuruyup soluyordu. Karanlığın dokunuşuyla içindeki güçleri uyandırabilecek miydi ?
Aşkın en iyi hali kesinlikle okunmalı, Yunan mitlerinin günümüze uyarlanmış haline ba yıl dım. İçinizdeki karanlığa dokunmak istiyorsanız Hades’i kesinlikle tanımalısınız
Tutsak
Tutsak
“Değer mi?”
Kral Midas, karşımda durduğunda öfkeden köpürüyordu. Ses tonu kısık olmasına rağmen bize yakın olan seyircilerin onu duya bildiğine emindim. Herkes yaklaşarak ne soyledigini duymaya çalışıyordu.
“Sen bu saraydaki tüm altınlardan daha değerlisin. Ama yine de sahibin benim ve seni istediğim gibi harcarım.”
Daha önce hiç, bir
* Akhilleus’un Şarkısı
* Onun yerine kafamda başka görüntüler beliriyordu. Lire doğru eğilmiş bir boynun kıvrımı, ateşin ışığında parıldayan saçlar, durmadan kıpırdanan ellerdeki kirişler. Bütün gün birlikteydik, kaçacak yerim yoktu. Ayaklarına sürdüğü yağların kokusu, giyinirken gözüme ilişen teni. Bakışlarımı zorla ondan söküp alır, Kumsaldaki
Ben Kirke
Ozanlar benden, (erkek) kahramanın karşısında diz çöküp merhamet dilenen bir kadın olarak bahsetti hep; ilaç katarmışım tatlı şaraplarına, büyüleyip domuza çevirirmişim hızlı giden gemilerin tayfasını, babaevini unutturur, sılaya kavuşmalarına müsaade etmezmişim. Ne demeli, kadınlara haddini bildirmek ozanların en sevdiği vakit geçirme
* Rapsodi
* Callypso ve Desmond’un hikayesiyle başlıyoruz.
*
* Callie henüz reşit olmadan üvey babasının cinsel istismarına maruz kalmış bir birey en sonunda bulunduğu duruma katlanamayarak kendi dünyasında kahin olarak bilinen babasını öldürüyor. Bedenden kurtulmak için pazarlıkçıyla iş birliği yapıyor ancak pazarlıkçı ilk iyiliğinin karşısında bir şey istemiyor.
*
* Pazarlıkçı sayesinde Man adasına giden ve eğitim gören Callie travmalarını tek başına atlatamadığı için ilk tutunacağı dala Des’e ilgi duymaya başlıyor.
* Gel zaman git zaman Callypso kendi siren güçlerini kullanmayı öğreniyor Des’le beraber ödemeleri almak için oradan oraya dolaşmaya başlıyorlar ancak bir gün Callie Des’in işine karışıyor ve hedefleri kedine çeviriyor . Ruh hırsızının küçük avı olmaya başlıyor.
* 7 sene sonra hiçbir şey olmamış gibi ilişkilerine devam etmeye başlamadan önce Callypso neden Des tarafından terk edildiğini öğrenmek istiyor.
* Bundan gerisi fazla spoiler bu nedenle burada duruyorum güzel çerez bir kitaptı serisini devam ettirir miyim bilmiyorum. Genç - yetişkin +16 sınırında okunabilecek bir içerik ortalamayı aşamadığını söyleyebilirim ama 5/2,5 denebilir.
* Cadının Yüreği
*
* Derler ki, yaşlı bir cadı yaşarmış doğuda,Demirkoru’da ve bu cadı güneş ve ayı kovalayan kurtlar getirmiş dünyaya.
* Derler ki, Asgard’a gitmiş ve üç kez ateşe verilmiş cadı ve üç kez yeniden doğmuş kaçmadan önce.
* Derler ki, yaralı dudakları ve sivri dili olan bir adamı sevmiş, yüreğini ve daha fazlasını geri veren bir
Kralın Kafesi
Maven annesi öldükten sonra deli kral olmaya başlamış Kızıl Muhafızlara Samos hanesi sayesinde bir darbe vurmuştur. Mare kendi isyan birliğini kurtarmak için teslim olmuştur türlü işkenceler sonrası bildiklerini anlatmıştır.Kahinin sebep olduğu yakalanması ve işkencelerden sonra sessiz taş kullanarak mare’in özellikleri baskınlanmış ama buna rağmen sarayda soylu bir leydiye yapılan her şey hizmet sunulmuştur tabi kilit altındadır.
Gel zaman git zaman çılgın krala hanelerin bir çoğu isyan başlatmıştır. Maven ileri görüşlü davranarak gölbölge kralı ile olan savaşı bitirmek ve kendi hizmetinde olan kızıl halkını kendisine çekmek isyankarları terorist gibi göstermek için elinden gelen tüm imkanları kullanmıştır.
Gölbölge ile olan savaşı bitirmek için gölbölge kralının kızıyla evlenmiştir. Evlilik töreni sırasında parlayanlar, yenikanlar ve kızıl muhafızların saldırısı sırasında Samos hanesinden evangeline mare ‘i serbest bırakmıştır abisini öldürmemesi şartıyla, yaşanan arbede sırasına Maven kaçmış. Mare kızıl muhafızlara katılmıştır bu sırada isyanı destekleyen diğer birlikler birleşmiştir.
Kralla olan ormandaki son çarpışmadan sonra Mare Cal’ın büyükannesinin hedeflediği planı fark etmiştir. Samos kendine yeni bir krallık kurmuş ancak Poyrazın tekrar bir kralı olması için Samos hanesiyle Cal’ın büyükannesi bir evlilik bağı ile iki krallığın birleştirilmesi gerektiğini belirtmiştir iki hane arasında sözler verilmiştir.
Cal’ın iki seçim hakkı kalmıştır ya tahtını seçecektir ya da Mare’i tabii ki en cazip ve mantıklı olanı seçmesi gereklidir
• Buz ve Yıldızışığı Sarayı
• Buaralar her şey çok hızlı gerçekleşiyor artık olaylara bile yetişemiyorum o yüzden yorum biraz gecikti ama olsun geç olsun, güç olmasın.
• Genel olarak serinin diğer kitaplarını okuduysanız bu kitabı biraz ara kitap olarak düşünebiliriz hemen okuyup bitirilebilecek entrikasız, sade, yalın karakterlerin geçmişine dair anılarını içeren bir kitap olmuş.
• Feyrenin biraz biraz savaş sonrası kendini toparlayabildiği, Cassian,Morrigan ve Nestanın travmalarını ve travma sonrası dönüşümlerini yansıtıyor kitabın bazı bölümlerini onlanların ağzından okuyabiliyoruz güzel ve akıcıydı önceki kitaplarda geçen olayların perde arkasını sunduğu için daha rahat bir şekilde tüm kurguyu oturtabiliyoruz.
• Fazla detay vermek istemiyorum ama Morrigan ve Cassian bu iki karakter gerçekten bu kadar acıyı çekip acılarına karşı gülüp geçen hayata daha sıkı tutunan ve birbirlerini sürekli kollayan mükemmel karakterler olduğundan gözümde Feyre ve kardeşlerinden daha iyi bir konuma oturdular umarım mutlu sona ulaşırlar serinin son kitabında görüşmek üzere mutlulukla kalın
