Kitap yazıldığı dönemin siyaset anlayışına bir yergi olarak yazılmış görünse de; günümüzde de aynı düzenin farklı senaryolarla insanlara dayatıldığını söylemek mümkün. Aslında politikacı olmak, siyasetçi olmak bunu gerektirir.(!)
Birileri bizleri sürekli bazı kelimelerin arkasına sığınıp kandırır. Demokrasi, cumhuriyet, komünizm, anarşizm, kapitalizm, eşitlik, haklar, vs. Bu kelimeleri kullanıp nasıl daha aydınlık geleceğe ulaşacağımızın masalını anlatanlar, bunları vadedenler kendi aydınlık gelecekleri için bizi bir basamak olarak kullanırlar.
İstedikleri makama, mevkiye ulaştıkları zaman ise verdikleri vaatleri unutup(7 emir), sanki bunları hiç söylememiş gibi yaparak, tam bir diktatör kesilirler. Her yeni gelen yönetim bir önceki yönetimden daha iyi olduğunu rakamlar kullanıp anlatır. Yönetimden gidecekleri zaman halkın açlıktan kırılacağını, iş bulamayacağını, zulme uğrayacağını anlatır. Kendi saltanatlarını bu şekilde perçinlemek isterler. Bu yönetimler yanlarına ise kendilerine köpeklik edecek kimselerden başkasını almazlar.
Hayvan Çiftliği bu iğrenç düzene bir başkaldırı niteliğinde yazılmış mükemmel bir metafor.
Okuyun, okutturun.
Politikacıların süslü laflarına aldanmayıp her daim gerçeği görmek temennisiyle...