Çəkmələrinin olmadığına görə dilxor olursansa, o zaman ayağı olmayan insana, yəqin ki, rast gəlməmisən. Həqiqətən, insanlar çox vaxt sahib olduqları şeylərə qarşı laqeyd, sahib olmadıqlarına qarşı isə həvəsli olurlar.
dilinden sözler akardı baldan tatlı, ölümlü iki insan kuşağının yaşayıp göçtüğünü görmüştü, tanrısal pylos'ta büyümüşlerdi birlikte. şimdi üçüncü kuşağının başındaydı o.
Reklam
Herkes o kadar birbirinin aynısı ki, gelenler gidenleri ya da gidenler gelenleri aratmıyor. Galiba bu yüzden, kalabalığın yalnızlıktan bir farkı yok..
Hayatinizi sürekli zora sokan bir korku: "Suçlanma korkusu." Kim mükemmeliyetçidir? Hata yapma korkusu olan kisiler. Kim gok basanli olmaya calisir? Cocukken ezilen, "Senden bir sey olmaz!" denen ve basarisizlik korkusu olan kişiler. Genelde kisiler kendinde eksik olani öne gikartirlar. Kendi yaptiklarin baskast yapmis gibi anlatirlar. Baz kisiler bunu o kadar gok inanarak yapar ki, kendi yaptıklarını bile unutur, sürekli etrafindaki kişilere suçlamalar yönelterek hayatlarin sürdürürler.
Birgün duyarsızlaşan benliğimiz yüzünden dehşete düşeceğiz. Ve o zaman da hiçbir adımın geri dönüşü olmayacak. O zaman da ya çamuru başımızdan aşağı dökeceğiz ya da başkalarına atacağız fakat bunun da hiçbir önemi olmayacak. Hepimiz bu kirli düzene tanıklık ettiğimiz için de bir parçası olduğumuz insanlıktan tiksineceğiz. Alınan bütün ahların aynalara çarpa çarpa yüzleştiğini er geç göreceğiz de belki. Bizleri de belkilerle geveleten bu yaşamın bize sunacağı pek vakti de olmayacak bunlar için belki. Vicdanla sürülüp zamanla öğütülmüş olarak, anlamadan ve anlaşılmadan; her şeyi, herkesi geride bırakıp gideceğiz buralardan. O âna kadar sesini kısmaya çalışacağız duymak istemediklerimizin, söylemek istediklerimize karşın dikenler alacağız ağzımıza kendimizi susturmak için veya söyleyecek hiçbir düşüncemiz olamayacak, susturulmaya boyun eğdiğimiz gibi anlamak da istemeyeceğiz bu cümleleri çünkü daha kolay gelecek böylesi. Ezbere yaşamaya da devam edeceğiz kum saatinin son zerreleri de yollarını kat edene kadar. Başka başka hayatlarda kendini tekrar edecek bunlar, kum saatini çevirecek birileri olacak elbet. Ve hiç kimse de kumların yerini yadırgamayacak.
"Yalnızca uzaklaşacak, özgürleşecektim, ya da öyle sanıyordum; oysa o karanlığı daima yanınızda götürürsünüz."
Reklam
SEÇ BEĞEN AL
Tahrim Suresinin 5. ayeti. Peygamberin karıları, tanrı katından ileri sürülen koşullar çerçevesinde davranmazsa, o karıların, "daha iyileri"yle, "evlenmiş ya da hiç evlenmemiş kadınlarla, kızlarla, değiştirilebilecekleri" bildirilmekteydi.
Hayat bu, her zaman güldürmez ki Her acı insanı öldürmez ki Bak yaşadım, yaşıyorum Hatalarımdan ders alıyorum ... Sorarlarsa, "Bitti" dersin "Ben vazgeçtim, o gitti" dersin "Çok ağladı, üzülmedim Arkasından ittim" dersin 🎶Ferhat Göçer - Sorarlarsa
Hele kitapların kokusu yok mu... O egzotik ve harika koku. Bazen çocuk kitaplarının yer aldığı bölümden çıkar, örneğin ekim ayında hoş bir akşamüstü, güneş ufukta kaybolmaya hazırlanan turuncu bir topa dönüşürken şehrin sokaklarında dolaşır gibi yetişkin kitaplarının arasında dolaşır, binlerce kitaba bakıp her birinin içindeki evrenleri hayal ederdi. Her biri, başkalarının hayatına, kahkahalarına, yemek yiyişlerine, çocuklarına hayvanlarına yemek yedirişlerine, çiçeklerini sulayışlarına açılan pencereler gibiydi.
Reklam
Ben düpedüz yaşlandım galiba? Olur olmaz şeylere üzülüyorum. Yalnızlık daha çok koyuyor artık, Abuk sabuk rüyalar görüyorum.
Sayfa 49
Gözün gözüme değerse bir gün,işte ben o gün ısınırım Ellerin tutarsa beni,ruhuna sarılırım Sanma ki seni daha yeni tanırım Ruhuna ezelden bağlıyım Z'
Dile başkalarıyla iletişim kurmak için gereksinim duyulur;kişinin kendisiyle iletişim kurması için ona ihtiyaç yoktur.O çok kullanışlı bir araçtır;hatta en kullanışlı olan araçtır.İnsan sadece dil sayesinde bir toplum bir dünya yaratabildi.Ama dil yüzünden insan kendisini unuttu.
Sayfa 102
“Logoterapiye göre bu yaşam anlamını üç farklı yoldan keşfedebili­riz: 1. Bir eser yaratarak ya da bir iş yaparak; 2. Bir şey yaşaya­rak ya da bir insanla etkileşerek; 3. Kaçınılmaz acıya yönelik bir tavır geliştirerek. Bunlardan ilki, yani başarının yolu, oldukça açık­tır. İkinci ve üçüncü ise, biraz daha ayrımı gerektirmektedir. Yaşamda anlam bulmanın ikinci yolu, bir şey -iyilik, doğru­luk, güzellik gibi- yaşamak, doğayı ve kültürü yaşamak, son ve bir o kadar önemlisi de olanca eşsizliğiyle bir insanı yaşamaktır Yani onu sevmektir.”
Eğer öğrenmek istiyorsan, kendini önemsemekten vazgeçmelisin. Kendini çok fazla önemsiyorsun. Kendi kafanda kendin çok önemli hale gelmişsin. Bunun değişmesi gerekir. O kadar önemli biri haline gelmişsin ki, kendinde her şeye kızma hakkını görüyorsun. O kadar önemlisin ki, eğer dünya senin istediğin gibi olmazsa, sen bırakıp gidebiliyorsun. Belki bunları yaparken, kendini karakter sahibi bir insan olarak görüyorsundur; karakter sahibi olduğun için böyle davrandığım sanıyorsundur. Böyle düşünmenin hiç anlamı yok; çünkü sen zayıfsın ve kendini beğenmişin birisin.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.