'Topluma kazandırılma süreci sancısı mı yani? Varsayım dedim ama mantıklı geldi. Acaba dışardan İstediğim objektif bakışlı kişi 'ben' miyim? Peki gerçekten topluma kazandırılmalı mi bu kişilik? Bu, kişinin hayattan ne istediğiyle yakından ilişkili. Kişi toplumu istiyor olabilir ama toplumu tanıyor mu, hasretini çektiği özendiğin sosyallik gerçekten tatmin edecek mi onu? İçine girmeden, tecrübe etmeden bilemeyeceği kesin. Zaten çıkarları bitince yanımdan gidecekler Korkusuyla yanına kimseyi almamak daha saçma geliyor. Saçmalığını yalnızlığın oluşturduğu, suni dışlanmışlık . Bunu da hayatın bir parçası kabul edersek, yaşanmadan atlanmış beş altı basamak demek. . Ve bu basamakları doldurman gerekecek. Hayat seni bu basamaklardan yürütmeden geçirmeyeceğine göre; bir elinden hayaller bir elinden hülyalar tutup ' hoppaaa' demeyeceğine göre O basamakları yaşa, kafa ütüleme. Ne gerekiyorsa yap. Basamakları önceden örmen gerekse bile. Ya da basamakları gerektiği gibi çıkamıyorsun diye aradığın sebeplerde oyalanıp hayatı kaçırma. Ya da kaçır. Bu tehdit değil istediğin objektif bakışın yorumu.'