Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nakledildiğine göre Hz. İsa (a.s) bir gün bahçe sulayan bir bir delikanlı ile karşılașır. Delikanlı Hz. İsa'ya; "Rabbinden, sevgisinin zerre ağırlığındaki bir kısmını bana bağışlamasını dile." der. Hz. İsa ona; "Sen zerre kadarına dayanamazsın." diye karşılık verir. Delikanlı; "O halde zerre kadarının yarısını versin." der. Bunun üzerine Hz. İsa onun için; "Ya Rabbi! Bu gence sevginin zerre kadarının yarısını bağışla." diye dua eder ve yoluna devam eder. Epeyce bir müddet sonra Hz. İsa'nın (a.s) yolu yine oraya düşer, delikanlıyı sorar; "Delirdi, dağlara çıktı." derler. Hz. İsa delikanlıyı kendisine göstermesi için Allah'a dua eder. O sırada delikanlıyı dağlar arasında görür, onu gözlerini gökyüzüne dikmiş ve bir kaya üzerinde dimdik ayakta dururken bulur. Hz. İsa (a.s) delikanlıya selam verir, selamını almaz, "Ben İsa'yım." diye kendisini tanıtarak delikanlının ilgisini çekmeye çalışırken Yüce Allah (c.c) 'tan kendisine şu vahiy gelir; "Kalbinde benim sevgimin yarım zerresini taşıyan kimse insanoğlunun sözünü hiç duyar mı? İzzet ve celalim hakkı için sen onu testere ile ikiye biçsen onun acısını bile duymaz."
O Gence Selam Teknolojinin cazibesine kanmayan, kullanan ama kullanılamayan, Ufuklara, ötelerdeki diyarlara, cennetlere göz diken, Dünyevileşme fırtınalarına karşı mü'minleştirme heyecanı taşıyan, Kendisini Allah'ın kulu, kulluğun mücahidi gören, Ümmetini ailesi, ümmetine hizmeti de cihadı olarak bilen, Umut yüklü, Heyecanlı, Sabırlı, Basiretli, Mü'min genç! Bu kitaptaki sözler senin için yazıldı. Koşarken yorulma, Arş'ın gölgesini bulmadan oturma diye, Örnek ol, umut ol diye, Seni bekleyen bu merhum Ümmet'i yalnız bırakıp gitme diye, Ayakta dur, ayakta tut diye, Allah seni bu Ümmet'e bağışlasın diye... Sana selam olsun ey mübarek genç! Namazlı, hayalı genç, İffetini ruhu bilen genç! Senin peşinden yürüyecek nesillere de sana bağrını açan ümmete de selam olsun.
Sayfa 9
Reklam
O Gence Selam
Teknolojinin cazibesine kanmayan, kullanan ama kullanılamayan, Ufuklara, ötelerdeki diyarlara, cennetlere göz diken, Dünyevileşme fırtınalarına karşı mü'minleştirme heyecanı taşıyan, Kendisini Allah'ın kulu, kulluğun mücahidi gören, Ümmetini ailesi, ümmetine hizmeti de cihadı olarak bilen, Umut yüklü, Heyecanlı, Sabırlı, Basiretli, Mü'min genç! Bu kitaptaki sözler senin için yazıldı. Koşarken yorulma, Arş'ın gölgesini bulmadan oturma diye, Örnek ol, umut ol diye, Seni bekleyen bu merhum Ümmet'i yalnız bırakıp gitme diye, Ayakta dur, ayakta tut diye, Allah seni bu Ümmet'e bağışlasın diye... Sana selam olsun ey mübarek genç! Namazlı, hayalı genç, İffetini ruhu bilen genç! Senin peşinden yürüyecek nesillere de sana bağrını açan ümmete de selam olsun.
O Gence Selam
Ufuklara, ötelerdeki diyarlara, cennete göz diken, dünyavileşme fırtınaların karşı müminleştirme heyecanı taşıyan.
304 syf.
8/10 puan verdi
·
31 günde okudu
Selam Mart ayının son , Nisan ayının da ilk kitabı diyebilirim #kübra için. Türk dizisi seyretmem normalde, sevmiyorum. Çoğunun zekamız ile dalga geçtiğini düşünüyorum açıkçası. Bir digital platformda Kübra dizisine denk geldim . Daha önce sevdiğim #sıcakkafalar dizisinin uyarladığı kitabın yazarı #afşinkum un aynı adlı eserinden uyarlanan bir
Kübra
KübraAfşin Kum · April Yayıncılık · 2020690 okunma
İnsanlar uykudadır ölünce uyanırlar.
1929 senesinin kışı çok sert geçti ve hasta oldum, böbrek iltihabı... Okula gitmeyip evde kalmama müsaade edildi. Hocalarım ve sınıf arkadaşlarım kitap getirdiler ve annem bana o kitaplardan parçalar okur; maymunlardan zürafalardan ve de portakallardan bahseden harika masallar anlatırdı. Stifter'in Bergkistall5 adlı kitabı da bunların
Sayfa 21 - SUFİ KİTAP - 1.BASKI - KASIM 2017 - İSTANBUL
Reklam
196 syf.
8/10 puan verdi
·
14 saatte okudu
Totonou yine bildiğimiz gibi... :D
Herkese selam. Özlemiştik Totonou, körisi ve kabarık saçlarını...Sadece bu cildi ilk cilt kadar sevemediğimi fark ettim. Yanlış anlaşılmasın seriye net devam edeceğim karakteri seviyorum özellikle tatlı tatlı felsefik konuşmaları, sorduğu çok basit sorularla seni kolay kolay içinden çıkamayacağın derin kuyulara çekmesi beni mest ediyor. Sanırım bu kadar dingin bir cilt beklemiyordum. Haydi konusuna geçelim; geçtiğimiz ciltte Totonou bir sergiye gitmek için otobüse binmiş ama o otobüs kaçırılmış ve içindeki tüm yolcular İnudou Malikanesi'ne götürülmüştü. İşte bu ciltte neden kaçırıldıklarının sır perdesini aralıyoruz. Ve ilk kez bir karakterin Totonou'nun dikkatini çektiğini görüyoruz; düz saçlı Garo...Cildin ikinci bölümü ise Garo'nun tavsiyesi üzerine gitmek istediği resim sergisinin Hiroşima'da da olacağını öğrenen Totonou'nun tren yolculuğunda başına gelenlerle devam ediyor. Totonou, yan tarafında oturan kadın yolcunun hikayesinde ona yardımcı olmaya çalışırken arka tarafında davetsiz gözlerle takip edildiğinden bir haberdir. Bu gizemli liseli öğrenciyi fark etmesiyle Totonou Hiroşima'da bulunma sebebinin hiç de masum bir resim sergisi ziyareti olmadığını anlar. Garo, kendisini ürpertici bir olayın içine atmıştır; Kariatsumari Ailesi'nde vasiyet cinayetleri işlenmektedir. Peki Totonou, bu liseli gence vasiyetteki mirası kazanması için çözmesi gereken bulmacaya yardımcı olacak ve bu cinayetlere bir son verebilecek midir? Herkese keyifli okumalar.
Buna Gizem Deme 2. Cilt
Buna Gizem Deme 2. Cilt
Yumi Tamura
Yumi Tamura
Buna Gizem Deme 2. Cilt
Buna Gizem Deme 2. CiltYumi Tamura · Gerekli Şeyler · 04 okunma
429 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
34 günde okudu
Selam arkadaşlar uzun zamandır sizlere kitap yorumuyla gelemedim maalesef, bazı sağlık sorunları nedeniyle okuduğum kitaplarımı paylaşamadım. İnşallah fırsat buldukça paylaşacağım. Bu akşam sizlere yazar
Gül Yıldız
Gül Yıldız
hanımın kaleminden #aldattımkendimikukla kitabı. Bazı insanlar vardır geçmişini hatırlayamaz ve bunun ezikliğini yaşar. Hele bir de
Aldattım Kendimi
Aldattım KendimiGül Dane Yıldız · Oleksa Yayınevi · 202324 okunma
336 syf.
9/10 puan verdi
Tûtî kelimesi Farsça kökenlidir, Türkçede "Dudu" olarak telaffuz edilir ve "Papağan" anlamına gelir. Nâme ise "mektup, kitap" gibi anlamlarda kullanılır. Yani aslında Tûtînâme, Papağanın Kitabı gibi bir anlama geliyor. Bu kitap o kadar eski ki, kökeni Hindistan'a kadar uzanıyor. Hatta Binbir Gece Masalları'nın mantığı da, aslında Tûtînâme' ye dayanıyor. Kitap iç içe geçen pek çok masaldan oluşuyor. Ana hikayeye baktığımızda zengin bir tüccar ve onun karısı Mâh-ı Şeker'i görüyoruz. Tüccar işi nedeniyle uzaklara gider. Mâh-ı Şeker tek başına kalır ve gönlünü civardaki bir gence kaptırır. Hazır kocası da yokken, bu gençle yasak aşk yaşamaya niyetlenir. Lakin evin bilge Tûtî'si (yani papağanı) olup bitenin farkındadır. Mâh-ı Şeker' i işlemeye niyetlendiği günahtan korumak için ona her gece masal anlatmaya başlar. Masallar hem uzun, hem iç içe geçmiş durumdadır. Tûtî, kadını otuz gece boyunca böyle masallarla oyalar ve otuzuncu gece nihayet evin beyi geri döner. Böylece Mâh-ı Şeker günaha bulaşmaktan kurtulmuş olur. Ama esas mevzu ana olay değil, olayın içinde geçen masallardır. Her birinde bir ibret, alınacak bir ders vardır. Geçen yılın sonunda okuduğum Binbir Gece Masalları'na kıyasla bu kitap çok çok daha güzeldi. En azından içindeki masallar, Binbir Gece' deki gibi yoğun ve sapkın cinsellik içermiyordu Ayrıca Behçet Necatigil'e de buradan selam olsun. Bu kitabı doğru düzgün bir şekilde okura sunabilmek için çok emek vermiş
Tutiname
TutinameAnonim · Can Yayınları · 2017497 okunma
SEVGİLİ Y... KONSERVE
Sevgili Y... Konserve, Belki Sayın Y... Konserve demem gerekirdi. Bir tüzel kişiliğe sevgili diye hitap etmek uygun görülmeyebilir. Ama bence sorun olmaz bu, olmamalı. İnsan yeri geldiğinde bir konserveyle ilişkisini türlü kurumsallıkların ötesine taşıyabilmeli, öyle değil mi? Sevgili Y... Konserve, belki inanmazsın ama ben bir roman
Reklam
Neyzen Tevfik soğuk bir kış günü aç sefil ortada kalır.sığınır bir caminin şadırvanına ve bekler ki birisi onu görsün ve yardım etsin . Fakat hava soğuk gelen giden yok. Çaresiz kalkar yerinden perperişan, kalacağı yere doğru yürümeye başlar. O dönemin en varlıklı ailelerinden birinin gencecik oğlu askerden yeni gelmiştir .ve O'nu görür
O Gence Selam Teknolojinin cazibesine kanmayan, kullanan ama kullanılamayan, Ufuklara, ötelerdeki diyarlara, cennetlere göz diken,
Yüzleşme
Rüzgârı arkama alıp terminale doğru yürümeye başladım. Sigaramı yaktım ve dumanını havaya üfürdüm. Duman, rüzgârın etkisiyle yalpalayarak gökyüzünde dağılıp gözden kayboldu. Mutlu oldum. Böyle küçük şeylerden mutlu olurdum. Küçük şeylerden mutlu olan insanlar, küçük şeylerden mutsuz da olabilirdi. Yürümeye devam ettim. Terminal yakınında bir çay
"Nimetleri yaratan Allah değil mi? O zaman son model spor bir arabaya binmenin neresi yanlış? Hem elimde fırsat varken biriktirmeyeyim mi? Şimdi güçlüyüm, sonra zayıf... Yarının ne olacağı konusunda bir fikrim yok. Ya çalışamazsam, ya kimseler bana bakmazsa? Su akarken doldurmayayım mı? Bir yazlığım, bir kışlığım olmasın mı?" "Ah
Sayfa 227 - Portakal KitapKitabı okudu
132 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.