"Seni seviyorum,” dedim bir kez daha ve titrek elimi uzatarak elini tuttum, dudaklarıma götürdüm, öptüm. Hiç karşı koymadı ama olduğu yerde hafifçe sindi. Haşin değil fakat çatık kaşların eşlik ettiği, kederli ve şaşkın bakışını görebiliyordum. Ardından bir karara varmış gibi elimi kendine doğru çekti ve aynı anda kendisi de biraz öne
18.. yılında, büyük servet sahibi bir ailenin, eli ayağı düzgün, sağlıklı bir çocuğu olarak dünyaya geldim. Tabiatım itibarıyla çalışmaya meyilli, akranlarım arasında aydın ve iyi olanların saygısını kazanmaya değer veren, dolayısıyla da onurlu ve ayrıcalıklı bir geleceği her yönüyle garantilediği söylenebilecek biriydim. Hakikaten de hatalarımın
Reklam
“Büyük bir aşkın tabii neticesi, ölümdür. Aşk aldanışın kızı, hayal kırıklığının annesidir. Aşk gerçek bir ihtirasla sevilen erkekte, o erkeğin çok uzağında bulunan bir şeyler arar, bulamayınca da ümitsizliğe kapılır.” “Bazıları vardır, sevmedikleri halde sevilmek isterler; kendini feda eden kadından uçsuz bucaksız bir sevgi ve sadakat beklemekte
O halde bilgi tek başına işe yaramıyordu, bilginin doğru olarak ve zaman aşımına uğramadan iletilmesi gerekiyordu.
“Eğer sizin için bir sakıncası yoksa, söyler misiniz Vatanebe. Midori adındaki kızla yattınız mı? "Onunla sevişip sevişmediğimi soruyorsunuz, değil mi? Henüz değil. Her şey yoluna girene kadar bunu yapmamaya karar verdik." "Ama artık yoluna girdiğini söyleyebiliriz, değil mi?" Başımı salladım. "Artık Naoko ölmüş olduğu
Acı olaylar...
Ben uzun yıllar boyunca aynı kadınla aldatılmış bir annenin kızıyım. Babam bizi o kadının evine götürecek ve onu evimize getirecek kadar küstahlaşmış (ya da gerçekten âşık olmuş ve ne yapacağını bilemediği için saçmalamış). Konuşmalarına defalarca şahit olmuşum... Annemin ağlamalarına, hatta şiddet görmesine... İlkokuldan başlayıp 25'li yaşlarıma kadar neredeyse devam eden mutsuzluk, psikolojik ve fiziksel şiddet, babadan yoksunluk... Babamın başka birine âşık olduğu ama boşanıp bizden kurtulamadığı için tüm acısını bizden çıkardığı bir ömür... Dolayısıyla ben aldatılan kadına, dünyada en çok sevdiğim kadında şahit oldum ve en güvenmem gereken erkeğin asla güvenilmeyeceğini babamda gördüm. Bunu dünyamda tanıdığım diğer insanlarla bağdaştırmanın doğru olmadığını çok net biliyor olduğum halde ru- huma söz geçiremiyorum. Sadece hareketlerimi dizginleyebiliyorum.
Reklam
Özgürlük bir lokma ekmek, bir yudum su, uçsuz bucaksız kırlardır o halde.
Sayfa 12 - Kolektif KitapKitabı okuyor
“Allah’a koşun…”
İnsan, ölümden korkar ve faniliği istemez. Ancak kaçacak yer yoktur. O halde insan; “Allah’a koşun… “ (Zariyat, 50) hitabından nasip alarak, rahmet-i ilahiyeyi yegane sığınak ve barınak kabul etmelidir.
Sayfa 83
Şimdiki halde, maksatsız ve hedefsiz bir huzursuzluk, gelecekte ise, sadece, karşılığında hiçbir şey elde edilmeyen, bitmez tükenmez bir fedakârlık!... İşte bu dünyada onun nasibi bu idi. Sekiz yıl sonra ancak otuz iki yaşında olacağını ve yeniden yaşamaya başlayabileceğini düşünmekle nasıl avunabilirdi? Hem ne diye yaşayacaktı?.. Gözlerini hangi hedefe dikecekti? Niçin didinecekti? Var olmak için mi yaşayacaktı? Ama o, eskiden de, bir ideal, bir umut, hatta bir hayal uğruna varlığını bir defa fedaya hazır değil miydi? Sadece var olmak ona her zaman az görünmüş, o daima bundan fazlasını istemişti. Belki de sadece isteklerinin bu gücünden ötürüdür ki, o zamanlar kendisinde, öteki insanlardan daha yüksek birtakım haklar bulunduğuna inanmıştı.
Dünyanın küçük "yaratıcısı" hep aynı halde; yine ilk günkü gibi garip; eğer ona göğün nurundan yansımalar vermemiş olsaydın biraz daha iyi yaşardı. O, buna "akıl" diyor, ve onu sadece, her hayvandan daha hayvanca yaşamak için kullanıyor.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.