1062 syf.
·
Not rated
·
Read in 43 days
Öncelikle kitabın adından dolayı tüm olayların Anna etrafında dönmesini bekliyor insan ancak kitapta 3 ayrı ilişki ağından bahsediliyor. Ama beni tabiki de en çok etkileyen Anna’nın hikayesi oldu.. Sevmediği bir adamla sıkıcı bir evlilik sürdüren Anna nın bir imkansızın peşinden koşması, tutkuyla sevmesi ve acısını da aşkı gibi yükseklerde yaşaması beni etkiledi. 19.yy. Rusyasının toplumsal yapısının içinde yaşadım kitap boyunca sosyete toplantılarına katıldım ve Varonskiy nin duygularını anlamaya çalıştım. Tolstoy sanırım bu yüzden Tolstoy. Beni o döneme götürecek o dönemde yaşatacak kadar güçlü bir kalem. Anna nın duygusal çalkantılarını içimde hissettim. Ve herkesin bildiği o malum sonun yasını tuttum . Kısacası okuyun ve yolculuğu kaçırmayın derim.
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939.2k okunma
500 syf.
·
Not rated
·
Read in 25 days
Emily Bronte ingiliz edebiyatının önemli bir kadın yazarı ve şairidir. İngiliz edebiyatını her zaman severek okurum. Aynı şekilde aynı duygularla da bu kitaba başladım. Emily Bronte de bize İngiltere'nin 19. yüzyıldaki dönemin sosyal çevresini ve aile ilişkilerini mükemmel şekilde anlatıyor. Kitaba adını veren uğultulu tepelerde sanki ruhunuz dolaşıyor. Kitap, uğultulu tepelerdeki evin kiracısına eskiden o evin hizmetçisinin olayları anlatmasıyla ilerliyor. Zengin bir aile olan Earnshaw ailesinin Catherine adında bir kızları vardır. Aile Heathcliff adında küçük bir çocuğu evlatlık edinir. Heathcliff küçüklüğünden itibaren zorbalanmış ve yokluk görmüş bir çocuk olduğu için büyüyene kadar zengin insanlar ile bir sınıfsal çatışma içerisinde olur bunlar ise onun karakterini tamamen öfkeli ve agresif kılar. Ailenin kızı Catherine ile sancılı bir aşka yelken açarlar ancak Catherine aşağıdaki çiftlikte yaşayan zengin aile Linton'ların oğlu ile evlenir. Heathcliff bunu yediremez ve intikam dolu bir serüven başlar...
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Martı Yayınları · 201242.1k okunma
Reklam
768 syf.
5/10 puan verdi
konu güzel, ilk bölümlerde sarıyor ama devamı... konusu itibariyle çeşitli kaoslar, gizemler, sansasyonel olaylar çıkabilecek bir kitap ancak bir yerden sonra fazla dramatikliğe bağlıyor bu da beklediğim savaş ortamını bana vermedi. örgüt ve krallığın karşı karşıya gelmesi bazı anlarda olması ve sürekli bireylere odaklanması tüm beklentimi yıktı. arada bir halktan bahsetmese ve krallık bir iki olay çıkarmasa örgütün ayaklandığını unutacağım okurken. keşke halkın durumunu ve savaş ortamını kitap geneline yaysaymış işte o zaman tam bir ayaklanma olurdu benim için. artı olarak tugay karakterinin aşırı tipleme olduğunu düşünüyorum. kitabın başında sevdiğim bir karakter olsada sonrasında beni fazlasıyla baydı. karakter aşırı mükemmel yazılmak için çabalanmış. o kadar zeki ki krallığa karşı asla yenilmiyor, ee bu da ilerleyen bölümlerde merakımı azalmasına sebep oluyor. tugay ve krallık karşı karşıya geliyor ben elimde çiğdemle "amaaan canım tugay alır bu maçı" diyerek kitabı okuyorum. "ya tugay'da yeniliyor adam kolundan olmuş" diyebilirsiniz ama demeyin çünkü ben gerçek yenilgi görmek istiyorum, dram üzerinden değil. yani kısaca kitap beklentimi karşılamadı ne yazık ki.
Beyaz Leke
Beyaz LekeAslı Arslan · İndigo Kitap · 202445 okunma
622 syf.
·
Not rated
uyanır, “her sabah parlak işler tasarlar ve gün boyu budalalık eder.” Tıpkı hepimizin hayatımızın bir noktasında yaptığımız gibi. Kitabı ilk elime aldığımda “tembelliğe dair bir kitap, sıkılmam umarım” demiştim ama Oblomovluk hali tembellik midir yoksa sisteme karşı bilinçli bir karşı duruş mudur diye düşünmeden edemiyorum. Eğer hepimiz Oblomovsak ve kitabı okurken hepimiz Oblomov’a bu kadar kızıyorsak, bir durup düşünsek fena olmaz mı? Kitapta olay örgüleri aslında fazlasıyla sade, ama Gonçarov’un dildeki ustalığı kitabı inanılmaz sürükleyici kılıyor. Gereğinden fazla yapılan betimlemelerin akıcılığı öldürdüğüne inanan ben, kitabı okurken betimlemelere hayran kaldım. Betimlemeler kitap boyunca benim kendimle yüzleştiğim, yer yer hesaplaştığım ve aynı zamanda okuduğum metinden inanılmaz keyif aldığım bölümlerdi. Gançarov, nasıl başarmış inanın benim de aklım almıyor, dağı taşı sayfalarca betimlemeden bizi anlattığı ortamın içine çekmeyi ustalıkla başarmış bir yazar. Okuyucuyu fazlasıyla sade ama bir o kadar da dolu dolu sayfalarda sürüklemek Gonçarov’un çok büyük bir başarısı. Kitabı okurken dil sizi kesinlikle sıkmıyor, aksine tam anlamıyla içine çekiyor. Yazar karakterleri analiz ederken okuyucuyu bunaltmadan öyle derin tasvirlerde bulunmuş ki, kitabı okurken size eşlik eden karakterler yer yer kızdığınız yer yer anlayış gösterdiğiniz birer dostlarınız haline geliyorlar. İçinizdeki Oblomov’dan kurtulun! Eğer kitabı okurken kendimizi bu kadar Oblomov hissediyorsak ama bir o kadar da Oblomov’a kızıp sinirleniyorsak dönüp kendimize bakmamız gerekmez mi? Gerekir!
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139.2k okunma
200 syf.
·
Not rated
"Çok bilmek de iyi değil. Söyleme bilmeyeyim..."
Şermin Yaşar'ın kalemini beğenirim zaten ama bu kitap bambaşkaydı. İnsana empati yapmayı derinlemesine öğretiyor. Kitapta her bir karaktere ayrı ayrı söz hakkı tanınıyor bu durum da herkese hak vermenize sebep oluyor. Kimin hikayesini kendi dilinden dinleseniz o da kendi içinde haklı diyorsunuz. Yazar karakterlerin çocukluğuna kadar inip derinlemesine tahlil yaptırıyor. Ama ben en çok Ethem için üzüldüm, en çok Ethem'i benimsedim. Öyle sanıyorum ki diğer okurlar için de durum pekte farklı değildir. Yazarımız da tam olarak öyle yapıyor. Ethem'e ithafen diyor... "Yazarken sıkıntısını, yalnızlığını, el yordamını o kadar derinden hissettiğim Ethem'e..."
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20234,271 okunma
544 syf.
9/10 puan verdi
Sevgili
Hakan
Hakan
sayesinde bu kitaba başlamıştım. Öncelikle itiraf etmeliyim ki kitaba karşı bir önyargı içerisindeydim; çok popüler oluşu kitaptan beni bir tık soğutmuştu. Fakat sevgili Hakan'ın yorumunu gördükten sonra birçok bilgi edindim ve bu bilgiler doğrultusunda kitaba başlamak istedim. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün sevdiği bir kitap oluşunu Hakan Bey sayesinde öğrendim ve bu kitaba olan ilgimi daha da arttırmıştı. Kitaba başladığım vakit neden sevilen bir kitap olduğunu daha da iyi anladım fakat kitabın beni içine bu kadar çekeceğini hiç düşünmemiştim! Feride sanki içimdeki çocuktu. Öylesine bağlantı kurmuştuk ki Feride ile, o benim için bir kitap karakteri değil, bir Çalıkuşuydu. Yazar kitabı yazmamış da bize geçmişten bir anıyı izletiyormuş gibiydi. Okuduğum her satırda güzel Türkçemizin güzel kelimelerinin sakinliği ile dolmuş olsam da konunun ilerlemesiyle Feridenin yalnızlığı ve hırçın oluşu beni daha da etkilemiş, bende ağlamış ve üzülmüştüm... Kelimelerim bu noktadan sonra yetersiz kalıyor o yüzden Hakan bey'e teşekkürlerimi sunar, hepinize iyi okumalar dilerim.
Çalıkuşu
Çalıkuşu
Reşat Nuri Güntekin
Reşat Nuri Güntekin
Hakan
Hakan
Çalıkuşu
ÇalıkuşuReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 2019101.8k okunma
Reklam
296 syf.
10/10 puan verdi
Böyle güzel ve sıcak bir hikayesi olan bu eseri bitirip incelemesini yazmak çok keyif verici. İncelemeye başlamadan önce kitabı şiddetle tavsiye ederken, hayatında hayal kırıklığıyla ve acıyla dolu aşk yaşamış kişilere kitaba hazırlıklı olarak başlamasını söyleyeyim . Kitabın anlatımı o kadar akıcı ve sizden de parçalar taşıyıp o kadar gerçekçi
Uzak Bir Masal
Uzak Bir Masalİrem Uzunhasanoğlu · Doğan Kitap · 2023186 okunma
304 syf.
10/10 puan verdi
Suçlu Kim?
Suçlu Kim?
, klasik Rus edebiyatının başyapıtlarından birisi sayılmakta olup aynı zamanda saf anlamda ilk "toplumsal" romanı olarak değerlendirilmektedir. Dostoyevski'nin kitaplarını değerlendirmesinden tanıdığımız eleştirmen Belinski'de, romanı çağdaş Rus yaşamını toplumsal ve psikolojik açıdan ele alması bakımından önemli
Suçlu Kim?
Suçlu Kim?Aleksandr Herzen · Yordam Edebiyat · 2020285 okunma
415 syf.
·
Not rated
·
Read in 17 days
Adam ol ve beni takip etme... Kendini takip et! Kendini!
İlk incelemem #nietzscheağladığında kitabına olsun. Gerçekten harika ötesi bir kitap. Neden daha önce okumadım diye sorguladım kendimi. Her sayfasında bilgelik akıyor. Hangi cümleyi not alacağımı şaşırdım. Her sayfa daha çok sürüklüyor. Freud un karakter olarak yer almasını ilginç buldum. Yaşam, zaman, evlilik, hayat, cinsellik, sorumluluklar, görevler, çocuklar... o kadar güzel harmanlanmış ki 100 üzerinden adeta kesinlikle okunmalı.
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202352.1k okunma
256 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 6 days
Damon Galgut tarafından kaleme alınan "İyi Doktor"u #sayfalarcadünya grubumuzla birlikte Nisan ayında okuduk. Eser Güney Afrika edebiyatından. Kitapla ilgili düşüncelerimi yazmaya "apartheid" kavramını tanımlayarak başlayacağım. Apartheid ırksal ayrımcılık ve bunu savunan sistem. Aslında kitabın ana konusu ve çıkış noktası
İyi Doktor
İyi DoktorDamon Galgut · Yapı Kredi Yayınları · 2022112 okunma
Reklam
400 syf.
9/10 puan verdi
Rina bebeğim beni affet, esere başlamadan önce günahını çok aldım...
Herkese selam. Nasıl güzel bir kitaptı bu ya. İlk kitabı okuyup bıraksaydım büyük haksızlık yaparmışım bu seriye. Asıl taşlar ikinci kitapta yerine oturdu beni benden aldı kurgusu. Adrian bunca okuduğum kitapta hiçbir karaktere benzemediği için beynimde ona yeni bir şema açtım. Uç karakterler başlığında tam bir anti-kahraman. Sevip sevmeme
Yalanın Cazibesi
Yalanın CazibesiRina Kent · Ren Kitap · 2023555 okunma
400 syf.
·
Not rated
#arkakapak lan Parker'dan uzak durmam gerektiğini biliyordum. Ama uyuşturucu satıcısı üvey babam beni evden kovduğu için gidecek hiçbir yerim kalmamıştı. lan'ın büyükbabasının çiftliğindeki kullanılmayan barakaya yerleşmek dışında bir seçeneğim yoktu. lan barakada kaldığımı öğrendiğinde evindeki boş odaya taşınmam için ısrar etti. Bu teklifi kabul etmemeliydim ama bir evin ve sıcak bir yatağın cazibesini reddetmek mümkün değildi. Ev arkadaşımın kahverengi gözlerinden ve güçlü kollarından bahsetmiyordum bile. Birbirimize hiç benzemesek de aramızdaki kıvılcım inkâr edilemezdi. Hayatım sonunda iyiye gitmeye başlamıştı. lan aşktaki tek şansımdı. Umarım gerçekler ortaya çıkmaya başladığında ellerimden kayıp gitmezdi. #kitapyorumu Selam arkadaşlar. Bugün size kalemini çok severek okuduğum yazarın ikimizin yıkımı kitabından bahsedeceğim. Karakterlerimiz başlarda birbirlerinden hoşlanmasada beraber vakit geçirmek zorunda kaldıkları anlarda birbirlerini daha iyi tanıyıp yaralarını sarmaya başladılar. Bu tarz kitaplar gerçekten çok hoşuma gidiyor. Birbirlerine acılarından bahsederken aynı zamanda destek oldular. Karakterler sonlara doğru çok güzel bir bağ kurdular. Son kısımları çok duygusaldı. Kalbim eridi resmen. Yazar bize bazı duyguları o kadar güzel yansıtmış ki. Yazarın diğer kitabı yüz karası da bu şekildeydi. O kitaptanda okurken çok keyif almıştım. Hatta favori kitaplarımdan biri olmuştu. İkimizin yıkımı kitabı da favorim. Benim severek okuduğum bir kitap oldu. Size de tavsiye ediyorum.
İkimizin Yıkımı
İkimizin Yıkımı
Brittainy C. Cherry
Brittainy C. Cherry
İkimizin Yıkımı
İkimizin YıkımıBrittainy C. Cherry · Martı Yayınları · 2024311 okunma
626 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Uzun zamandır bu kadar keyifli okuduğum bir kitap olmadı sanırım. Zaten İngiliz klasiklerini özellikle kadın yazarları ayrı bir seviyorum. Özellikle sıkıcı olmayan akıcı üslubu, genç bir kadının özgür olma mücadelesi o dönemler için dillendirilmesi bile ayıp olan kadının özgürlüğü çok güzel yansıtılmış. Feminizmin tohumlarının ekildiği dönemler diyebiliriz. Kısacası okumaktan en keyif aldığım kitaplar arasına koydum diyebilirim. Spoiler*** Bu noktada Jane'e sinirlendiğim bir nokta var kaçmasını haklı bulmakla birlikte John'la Hindistan'a gitme isteğine anlam veremedim. Tam da ayakları üzerinde durabilen bir kadın olmuşken sırf aşk acısını unutmak için başka bir erkeğin emrine girmek bana anlamsız geldi. Üstelik bunu Tanrı hizmeti adı altında yapıp amacının Tanrı'ya hizmet olmaması düşündürücü. Her neyse buruk da olsa en azından Jane'nin mutlu olmasına sevindim.
Jane Eyre
Jane EyreCharlotte Brontë · Can Yayınları · 202031.2k okunma
140 syf.
6/10 puan verdi
Hikaye anlatıcılığını çok akıcı bulduğum için
Zülfü Livaneli
Zülfü Livaneli
zorda kaldığımdan ya da okuma hızım düştüğü zaman okuduğum yazarlardan. Bu romanı da harika olmuş denizaltına çok meraklıyım denize de ama sadece bir balıkcı hikayesi değil bu roman insanlık, göç ve göçmenlerin yaralı hikayesini anlatıyor. Ege gözümde canlanıyor okurken. Bir yandan da güzelim doğanın insanın katliamına tanık oluyorum okurken bile çok zorlanıyorum doğaya verilen zararlara umarım bir gün doğanın bizden büyük olduğunu anlar insanoğlu ne kadar vericiyse bir o kadar da alıcı kıymetlini daha çok bilmemiz lazım.
Balıkçı ve Oğlu
Balıkçı ve OğluZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 202126.6k okunma
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.