Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sahi, sevgi neydi?
Açıklanmayacak kadar geniş olan evrenin içerisinde kapladığımız alandan emin dahi değilken bizi yalnızca hayata değil, yaşamaya da bağlayan, oradan oraya savrulup kendimize olan inancımızı yitirmek üzereyken içimizde bir yerlerde bunca zorluğa rağmen hala parlayan yıldızları görmemizi sağlayan, bir istiridyenin inci tanesi gibi insanı var eden tüm bileşenlerin yapı taşı olan, bazen küçük bir tesebessüm, bazen bir dans, bazense okuduğumuz bir kitabın satır aralarında çıktığımız, gezintide bize neden başladığımızı hatırlatan, bu dünyadan gidişlerinin üzerinden onlarca yıl geçe sevdiklerimizin hala parmak uçlarımızda izlerini hissetmenimize, aynadaki aksimizede, çehremizin ufak ifadelerinde onların yansımalarını görmemize olanak tanıyan sevgi ;bundandır ki tüm zamanları aşıp mekanlarında ötesinden bize seslenen, kim olduğumuzu hatırlatan, var olmamızla birlikte tüm yaşamımız boyunca bildiğimiz, tenimizde hala kokusunu duyduğumuz, gözlerimizi kapladığımızda hala bize sarılan, hatalarımızda, kırgınlıklarımızda, acılarımızda, sevinçlerimizde bir an olsun yanımızdan ayrılmayan, hep tanıdığımız, içimizde var olduğunu evvel ezelden bildiğimiz, hep ezberimizde olan, aklımızla kalbimizin kesiştiği, "o" incidir.
Sayfa 46 - Suna Şahin
Dünya, gerçeklik aslında var değildir, ya da vardır ama kendi başına ne olduğunun önemi yoktur çünkü gerçeklik insanlar ne şekilde inşa ederse o şekilde oluşan bir şeydir. Hiçbir şey insanlar tarafından gerçekleştirilene kadar, insan dilinde ifade edilene, adlandırılıp anlamlandırılana ve sembolik dünyamıza sokulana kadar gerçekten var sayılmaz.
Reklam
... Don Karlos durur, daracık göğsünü gecenin altında uzanan Akdeniz'le doldurarak : Pavlo, derdi, bak Dünya ne güzel... Bu kadar güzel bir dünya içinde insanlar nasıl bu kadar fena, böyle yalancı, dolandırıcı, kıskanç ve mağrur olabiliyorlar? Don Pavlo Alvares, Don Karlos a kendi meşhur yaşamak telakkisini anlatmak isterdi. Fakat o: Don Pavlo Alvares, derdi, sevgili, Biricik ve şimdiye kadar bana oyun oynamamış olan ihtiyar dostum. Ben talihsiz bir adamım, fakat sen bedbinsin... Sen bütün insanlardan ümidini kesmişsin. Benim daha Ümidim var. Bana öyle geliyor ki yalnız bizimkiler bu kadar kötüdür. Dünyayı gezip başka yerlerde yaşayan başka insanları görmek istiyorum. Acaba onlar da, dünyanın başka yerlerinde gökyüzünün başka parçalarını gören ve başka ağaçlar altında dinlenip başka denizlere bakan başka insanlar da bizimkiler kadar fena mıdırlar? İşte bunu anlamadan ölürsem gözüm arkada kalacak... Yalnız dünyayı dolaşmak için para biriktirmek lazım.
Sait Faik, öteki yazarlara kıyasla, çok talihliydi. Geçim derdi yoktu. Ekmek parasını kazanmak için didinip durmak zorunda değildi. Annesi ona her gün belirli bir harçlık verirdi. İçki dışında hiçbir lüksü olmadığından, o parayla rahat idare ederdi. Böyle bir annesi olması, onun için de, bizler için de bir nimetti. Yoksa, küçük bir çocuk kadar savunmasız olan Sait, yaşam kavgası denilen o kepaze felaket içinde heba olup gidecek ya az sayıda ya da hiç öykü yazmayacaktı.
Sayfa 233Kitabı okudu
Aslında geçmişi unutmuş değilim, unutamam da. Yalnız arayı açmış bulundum, o kadar.
Sayfa 71 - Nora KitapKitabı okudu
var olmak, o kadar da heyecan verici gelmiyor bana. buna karşılık, yok olmanın da anlamlı bir yanını göremiyorum.
Sayfa 56 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hasta toplumlar kendi bireylerine o kadar çok acı verirler ki, birey o toplumdan kaçmak ister. Fırsatını bulduğunda da kaçar.
O kadar da güzel ki, o kadar da dünya güzeli ki... __
Ve bir insana bu kadar bel bağlamak şüphesiz rezillik ve işte o yüzden, bunun temellerine dair bir korku da çörekleniyor içime; ama bu senden kaynaklanan değil, böylesine bel bağlamaya cesaret etmekle ilgili bir korku.
İnsan doğuştan kumarbazdır ve hayat, en büyük paradır. Kaybetme riski ne kadar artarsa, heyecan da o kadar artar.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.