Fakültede iken bir arkadaşım vardı. Farklıydı. Kabir azabına, şefaate, şaggul kamer mucizesine inanmıyordu. Ben düşünüyordum. Onca Hadis-i Şerifler varken, niçin inanmasındı. Sonra biraz dikkat ettim, baktım ki o arkadaşın namı yürümüş gitmiş. Şöyle ki mesela ' Ali şefaate inanmıyormuş duydun mu? Ali kabir azabı yok dedi duydun mu?' şeklinde öğrencilerin kendi aralarında konuştuğunu duydum. Orada aklıma geldi. Acaba meşhur olmak için mi, tanınmak için mi inkar ediyorlar? diye düşünüyordum. Bir müddet sonra din işleri yüksek kurulda çalışan bir abime sordum niçin inkar ettiklerini. Arapçada bir tabir vardır dedi: Halef, turaf. خلف تعرف Yani muhalefet et, tanınırsın. İşte o an aydınlanır gibi oldum. Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuştu. İnanmayan kişilerin gözlerinde meşhur olmaktan kaynaklanan mutluluğu görebiliyorum.